Siyaset

AK Parti'li Çelik: Gazze'de Olan Şey İnsanlığa Dönük Bir Saldırıdır

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, dünyanın tek gündeminin Gazze’de gerçekleşen soykırım olduğunu belirterek, "Gazze'de olan şey insanlığa dönük bir saldırıdır" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana’da düzenlenen TEKNOFEST’te değerlendirmelerde bulundu. Çelik, açıklamasında İsrail’in Lübnan ve Filistin saldırıları hakkında konuştu.

Çelik, "Genç kardeşlerimizin burada bulunması bu şekilde büyük bir organizasyonun içinde olmaları açısından kıvanç verici. Tüm bunlar gerçekleşirken tabii çok yakınımızda şu anda bulunduğumuz yerin çok yakınındaki, Türkiye'ye çok yakınımızdaki coğrafyada gerçekleşen olayları dikkatle takip ediyoruz. Dünyanın her tarafında, dünyanın tek gündemi Gazze'deki gerçekleşen soykırım. Şimdi buna İsrail'in Lübnan'a saldırısı, Netanyahu hükümetinin bu soykırım siyasetini ve işgal siyasetini Lübnan'a doğru genişletmesi eklendi.

Bu soykırım hükümetinin yaptığı açıklamalara baktığımızda Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler konuşmasında Irak, Suriye, Lübnan bütün bu bölgeyi bir çeşit lanetli bölge olarak ilan etmesi, bütün bu bölgeler büyük istikrarsızlıklara imza atmak için bu soykırım hükümetinin birtakım hazırlıklar içerisinde olduğunu göstermektedir. Tüm bu tabloya baktığımızda görmemiz gereken şey şudur. Bu soykırım hükümetine karşı insanlık cephesinin söz söylemenin ötesine geçerek, gerçek anlamda bu soykırım siyasetini durduracak bir eylem ortaya koyamaması halinde, bu bölgesel savaşın çok ötesine yayılan asimetrik birtakım istikrarsızlıkları da beraberinde getirebilecek, çok daha geniş bir coğrafyaya yayılabilecek bir istikrarsızlık alanı oluşturacaktır.

Dolayısıyla bugün baştan beri söylediğimiz Gazze'de olan şey insanlığa dönük bir saldırıdır. Gazze'de olan şey insanlığa dönük bir soykırım siyasetidir. Bütün uluslararası sistemin ve bütün uluslararası düzenin tehdit edilmesidir dediğimiz tablo maalesef bugün çok acı bir realite olarak önümüzde giderek genişleyen olumsuz eylemler zinciri olarak bulunmaktadır. Gelinen noktada, soykırım hükümetinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterini bile istenmeyen adam ilan etmesi aslında bu soykırım siyasetinin bunun mensubu olan Netanyahu çetesinin doğrudan bütün medeniyetin sonuçlarına, uluslararası hukuka, uluslararası düzene, açtığı savaşın bir neticesidir. Açıkça şunu söylemektedirler. Biz istediğimiz yere saldırırız. Ama kimsenin bize cevap verme hakkı yoktur. Tabii burada bunları destekleyenler asıl problemdir. Neredeyse Akdeniz'de balıkçı kayığı koya girecek yer kalmamıştır. Her taraf savaş gemisiyle doludur" dedi.

'İSRAİL’İN KENDİNİ SAVUNMA HAKKI VAR CÜMLESİ İKİYÜZLÜLÜKTÜR'

Bu tablo karşısında insanlık cephesinin mücadeleyi insani değerler adına vermesi gerektiğinin altını çizen Çelik, "İsrail önüne gelene saldırdığında ve katliam işlediğinde kınamakla yetinenler, İsrail'in saldırdığı ülkeler, öldürdüğü insanlar karşısında bir tepki verildiği zaman hemen ‘İsrail'in yanında savaşa gireriz ve o ülkeyi cezalandırırız’ gibisinden bir yaklaşım ortaya koymaktadırlar. Akdeniz'e gelen Amerikan savaş gemilerinin sürekli sayısı artmaktadır. Ne için bu? İsrail saldırdıkça İsrail'i daha çok korumak için.

Yapılan açıklamalar ‘İsrail'in kendini savunma hakkı var’ cümlesi dünyanın en ikiyüzlü cümlesidir. Kuşkusuz her egemen devletin kendisini tehdit eden bir ulusal güvenlik tehdidi karşısında ya da bir terör tehdidi karşısında cevap verme hakkı vardır. Fakat artık ‘İsrail'in kendini savunma hakkı vardır’ cümlesi kesinlikle bunu içermemektedir. İsrail'in kendini savunma hakkı var cümlesini her kuran İsrail'in daha çok çocuk öldürmesine, daha çok kadın öldürmesine, daha çok insan öldürmesine imkan veren, zemin sağlayan ve destek oluşturan bir yaklaşım içerisine girmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ni bile istenmeyen adam ilan edecek kadar pervasızlaşan bütün uluslararası düzene karşı koyan, bunu tehdit eden İsrail hükümetinin geldiği nokta aslında bugün İsrail'deki Yahudilerin de dünyadaki herkesin de güvenliğini tehdit eden ana unsurun Netanyahu hükümetinin ta kendisi olduğunu göstermiştir. İsrail'in kendini savunma hakkı var cümlesinin arkasına yerleştirilen her şey soykırımdır. Çocuk ölümleridir, bebek ölümleridir" diye konuştu.

'İSRAİL DİĞER ÜLKELERİ YANINA ALARAK BÖLGESEL SAVAŞA SOKMAK İSTİYOR'

İsrail’in net bir şekilde Amerika, İngiltere başta olmak üzere diğer ülkeleri kendi yanında soykırım siyasetinin parçası olarak bir bölgesel savaşa sokmak istediğini savunan Çelik şöyle devam etti:

"Maalesef Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hiçbir şekilde bu siyonist zihniyeti aşamamaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yazılımının Birleşmiş Milletler şartı ve Birleşmiş Milletler değerleri olması lazım. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yazılımı, siyonizm olursa o zaman hiç kimsenin Birleşmiş Milletler'e bir atıf yapmasına Birleşmiş Milletler'in değerlerini savunmasına bir gerek kalmayacaktır. Rusya- Ukrayna Savaşı'nda çıkan bazı tabloları en güçlü şekilde eleştirenler bugün burada çıkan tablonun bin katı mukayese edilmeyecek kadar milyonlarca katı bir katliam siyaseti İsrail tarafından gerçekleştirildiğinde sadece susmakla yetiniyorlar. İsrail'e destek vermekle yetiniyorlar. İsrail'in saldırdığı ülkelere daha çok saldırmaktan bahsetmekle yetiniyorlar. Zaten suikast düzenleyen bir devlet. İnsanları öldüren bir devlet.

Tek tek herkesi hedef alan bir devlet. Daha 7 Ekim saldırıları olduktan sonra yapılan ilk açıklama Netanyahu tarafından bölgedeki ‘sınırları değiştireceğiz’ olmuştur. Daha sonra David koridorunu kuracağız olmuştur. Birtakım kendi kafasına göre dini referanslara destek vererek bölgedeki ülkelerin toprak bütünlüğüne ve bölgedeki sınırlara saldıran bir siyaseti bu vesileyle yürütmektedir. Ve burada binlerce çocuğun, kadının ölümü bu kanın ortaya çıkması ise hiç kimse tarafından durdurulacak bir eylem olarak düşünülmemektedir. Bu saatten sonra İsrail'in güvenliği ya da İsrail'in kendini savunma hakkı var çerçevesinde ortaya çıkan her cümlenin İsrail'i daha çok katliam yapmaya Netanyahu hükümetini daha çok katliam yapmaya teşvik etmekten başka bir amaca hizmet etmeyeceği açıktır."

'YAPAY ZEKAYI ÇOCUK ÖLDÜRMEK İÇİN KULLANIYORLAR'

Savaş ortamında kullanılan teknolojileri değerlendiren Çelik şunları dedi:

"Tabii bu tablo içerisinde bir şey gördük. O da şu gerek siber sistemlerin kullanılışı gerek teknolojinin kullanılışı, iki yönlü işlemektedir. Bir taraftan yapay zekayı sağlıkta kullandığınız zaman insanlık için büyük değer ifade ederken aynı zamanda Netanyahu hükümetinin yaptığı gibi yapay zekayı masum kadınları, çocukları öldürmek için kullanmak gibisinden de insanlık dışı sonuçları üretecek bir kullanım da söz konusudur. Onun için bugün gelinen noktada siber güvenlik meselesinde ve teknoloji meselesinde insanlık yararına kullanımla insanlık düşmanı şeklinde kullanan birbiriyle mücadele etmektedir. İşte bugün Adana'da gerçekleşen TEKNOFEST ailesiyle aslında birden çok şeyi birden ilan etmiş oluyoruz.

Bir tanesi burada bu stantları gezdiğinizde gençlerin bütün üniversitelerden, üniversiteli olmayan genç arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin büyük bir özgüvenle ‘biz yapabiliriz’ diyerek ortaya koyduğu bir irade vardır. Ve bu irade burada stantları gezdiğinizde gezinti alanlarına baktığınızda her kesimden insanımızın her yaştan insanımızın desteklediği ve paylaştığı bir iradedir. Bu da şunu söylemektedir. Türkiye'nin geleceği için Türkiye'nin milli güvenliği için Türkiye'nin her alanda, teknolojide söz sahibi olması için gençlerin zekası başta olmak üzere bir özgüven devrimi yaşanmaktadır Bu özgüven devrimi, burada koyulan eserlerle kendisini açık ve net bir şekilde göstermektedir. Ama aynı zamanda burada bütün bu bölgedeki gelişmeleri, yapay zeka kullanarak insan öldürmeyi, kadın öldürmeyi, çocuk öldürmeyi bir strateji hale getirenlere karşı da burada TEKNOFEST'te bir söylenmektedir. Medeniyeti, insanlık değerlerini ele alan bu kötücül teknoloji kullanımına karşı insanlık yararına ve insanlık için teknolojinin geliştirilmesi, teknolojilerin geliştirilmesi, burada bu gençlerin koyduğu iradeyle de Türkiye'den dünyaya ilan edilmektedir."

'TEKNOFEST GENÇLİĞİ DÜNYAYA ÖNEMLİ BİR MESAJ VERİYOR'

Birilerinin teknolojiyi, insan zekasını ve insan zekasıyla üretilen yapay zekayla insanları ve insanlığı yok etmeye çalışırken TEKNOFEST’te gençliğin önemli bir mesaj verdiğine vurgu yapan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gençlerin dünyaya söylediği şudur; ‘Teknolojinin insanlık değerini yok ederek kullanılmasına direneceğiz, teknolojinin insanlık değerlerine karşı bir düşman haline getirilmesine direneceğiz ve sağlıktan milli güvenliğe kadar, milli savunmaya kadar her alanda insan hayatını koruyan, insani değerleri yücelten bir teknolojik gelişmede öncü olduğumuzu, dünyada söz sahibi olduğumuzu bütün dünyaya ilan edeceğiz’ demektedirler. Bu stantları gezdiğimizde genç arkadaşlarımızla sohbet ettiğimizde gördüğümüz şey işte bu özgüven devrimidir. Biz yapabiliriz. Biz gerçekleştirebiliriz ve bu teknolojinin çeşitli şekillerde medeniyetin değerlerini, insanlığın değerlerini korumasıyla, yapay zeka vasıtasıyla insanların öldürülmesi arasındaki iki kutup arasındaki mücadelede insanlık değerlerinden yana bir iradeyi koyduğumuzu TEKNOFEST gençliği bütün dünyaya ifade etmektedir.

Bu vesileyle gözükmektedir ki dünyada bu konuda gelişmeleri takip eden değil, gelişmeler konusunda öncülük eden, söz söyleyen bir iradeye burada sahibiz. Savunma alanında ortaya çıkan savunma sanayii alanında ortaya çıkan İHA'larımızla, SİHA'larımızla ortaya koyduğumuz ve tüm dünyada güvenlik konseptini, savunma konseptini insan hayatı koruma odaklı olarak değiştiren irade burada daha da yükseğe çıkmaktadır. İlk gün Selçuk Bey yaptığı konuşmada insanlığın önüne koyulan, bir şekilde parası tanrı olanlarla, tanrısız bir iradeyi ortaya koyanlar. Yani ‘İki koldan birden insanlığa ait değerleri tehdit edenler karşısında bu tabloya teslim olmak zorunda değiliz.’ Şeklindeki yaklaşım işte bu TEKNOFEST gençliği tarafından paylaşılmaktadır. Burada her yaştan insanımızın, burada torunlarını getirenler, çocuklarını getirenler bütün çeşitli kesimlerden, farklı ideolojilerden, farklı meşreplerden, farklı kökenlerden insanlarımızın adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye Cumhuriyeti'dir iradesiyle TEKNOFEST gençliğinin Türkiye'nin geleceğine imza atma iradesini desteklemesi bu bakımdan önemlidir."

'TEKNOFEST, TEKNOLOJİNİN İNSAN ÖLDÜRMEK İÇİN KULLANILMASINA KARŞI'

Kurumların ve üniversitelerin festivalde yarışan takımlarıyla övünüyor olmasının bu iradeyi bir kez daha ortaya koyduğuna vurgu yapan Çelik şöyle konuştu:

"İsrail'in ortaya koyduğu teknolojiyi insan hayatını yok etmek için kullanmasına karşı burada TEKNOFEST vasıtasıyla ortaya koyulan irade, teknolojiyi insan hayatını korumak ve insani değerleri yüceltmek için geliştirme şeklindeki iradenin mücadelesi sürmektedir. Türkiye burada safını net bir şekilde insan hayatını korumaktan, bölge barışını ve dünya barışını sağlamaktan ve insani değerleri korumaktan yana koymuştur. İşte bunun gençlerde tecelli ettiği yer işte bu TEKNOFEST’te ortaya koyulan çalışmalardır. Burada tarımdan sağlığa, sağlıktan savunma sanayiine, oradan eğitime, oradan finansal teknolojilere karşı kadar çok geniş bir alanda ortaya koyulan çalışmalar, genç arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin Türkiye'nin geleceğine imza atma iradesini bir kere daha göstermektedir.

Birileri dünyanın önüne yapay zekayla, insan öldürmeyi, Akdeniz'i savaş gemileriyle doldurmayı koysalar da diplomasiden yana, barıştan yana, barış iradesinden yana, insan hayatından yana olan irademizi aynı zamanda insanlık yararına teknolojiler geliştirme şeklinde de sürdüreceğiz. Ve bu iradeyi sonuna kadar koruyacağız. Buradaki teknoloji takımlarının koyduğu irade, burada bir festival havasında geçse de insanlığın sürüklenmeye çalışıldığı bu cehenneme karşı duran bir iradedir. Dolayısıyla burada şunun ya da bunun, şu odağın ya da bu odağın çerçevesinde değil, insanlık lehine bir siyasetin yükselmesi için de bu irade büyük imzalar atmaktadır. Buraya çocuklarını getiren, buradaki bu coşkuyu paylaşan ve buradaki bu büyük kalabalığı oluşturanların aynı zamanda söylediği şey dünyada teknolojinin insan öldürmek için kullanılmasına karşı, insan yaşatmak için insanlık onurunu yüceltmek için teknolojiyi geliştirme iradesidir. Türkiye bir kere daha hem ülkemiz için hem bölgemiz için hem dünya için de en iyi sözleri, insanlık yararına sözleri söylemeye buradan devam edecektir."