Günaydın Samsun okurlarına merhaba. Bu satırlar aracılığıyla sizlerle ilk buluşmam, ilk seyahat yazım.
İlk yazının heyecanı içinde siz okurlara nacizane deneyimlerimi aktarmak varsa yurtdışı seyahat planları yapanlara bir nebze de olsa fikir vermek istemekteyim. Bir Samsunlu olarak; ana gayem ‘Samsun’dan bu geziler en kolay nasıl yapılabilir?’ ‘Bu seyahatlerde nelere dikkat edilmeli?’ gibi soruları yanıtlamak, seyahatseverlerin işine yarayabilecek küçük tüyolar ve fikirler vermek.
Bu giriş sanırım yeterli. Geçen hafta Kopenhag ve Malmö’deydim. İzlenimlerime başlıyorum. Umarım keyif alırsınız.
Kopenhag
Kopenhag Danimarka’nın başkenti ancak bizim için Samsunspor’umuzun yıldızı Carlo Holse’nin memleketi. Peki Baltık Denizi’ne kıyısı olan Kopenhag’a Samsun’dan nasıl ulaşılır?
Birinci yol İstanbul üzerinden aktarmalı olarak Kopenhag’a ulaşmak.
Ancak son aylarda ülkemizin yerli, düşük bütçeli havayollarından biri Ankara üzerinden direk seferlere başlamış durumda. Bu firmanın kampanyalarından faydalanarak uygun fiyatlarla Kopenhag’a ulaşmak mümkün.
Peki neden Kopenhag? Seyahat etmeye değer mi? Eğer Kopenhag’a giderseniz iki ülkeyi kolayca keşfetme imkanınız olacaktır. Çünkü Kopenhag Havaalanından İsveç’in Malmö kenti 30 dakika mesafede ve tren biletleri yetişkinler için 150, 12 yaşından küçük çocuklar için 75 İsveç Kronu.
Ve iki ülke AB üyesi olduğundan herhangi bir sınır geçişi yapmadan şehirler arası yolculuk tadında ülke değiştirebilirsiniz.
Kopenhag bulunduğu bölgenin kutuplara yakınlığından kaynaklı soğuk bir coğrafya ancak şehir buna göre dizayn edilmiş. İnanılmaz bir düzen içinde ve sessiz sokakları sakin mizaçlı insanları ile dikkat çekmekte.
Öncelikle Kopenhag’a iner inmez kalacağınız gün sayısına göre bir, iki ya da üç günlük seyahat biletleri alabilirsiniz. Gün sayısı arttıkça maliyet düşüyor. Ancak burada dikkat etmeniz gereken bir husus var: Biletleri seyahat bölgelerini dikkate alarak almanız.
Şehrin merkezi 1-4 zone alanına giriyor ve bir yetişkin için günlük fiyatı 100 Danimarka Kronu(DKK) üç günlük fiyatı ise 220 DKK. 12 yaşından küçükler için yanında bir yetişkin olması koşuluyla toplu taşıma ücretsiz.
Avrupa’ya seyahat edenler bilir. Avrupa’da toplu taşıma araçlarında bilet denetimi zayıftır. Ancak Kopenhag asla bu şehirlerden birisi değil. Bir günde üç kez metroda kontrole takıldık. (Bunun gibi bir başka şehir ise Budapeşte) O yüzden aman dikkat!
Eğer toplu taşıma bileti de tamam ise nüfusuna oranla çok gelişmiş bir ulaşım ağına sahip Kopenhag’ı gezmeye başlayabiliriz.
Kopenhag’ın en meşhur ve ikonik noktalarından bir tanesi Andersen masallarında da yer verilen ‘Küçük Deniz Kızı Heykeli’. Ancak heykele ulaşmak zahmetli. Biraz yürümeyi göze almalısınız. İtiraf etmek gerekirse bence çok bir özelliği de yoktu bu heykelin.
Heykele çok yakın mesafede aynı parkın içerisinde tarih filmlerinden fırlamışçasına duran doğal bir film platosu görüntüsünde Kastellet Kalesi bulunur.
Nehir kenarından biraz daha aşağıya geldiğinizde karşınıza mini Amsterdam çıkar: Nyhavn. Burayı görünce Amsterdam’ın bir sokağı alınmış Kopenhag’a kondurulmuş hissiyatı uyandı bende.
Buradan biraz daha aşağı indiğimizde ise karşımıza Frederik Kilisesi çıkar. Giriş kapısı ise Amelianborg Kalesi’ne dümdüz ilerler. Günümüzde kraliyet ailesi hala bu kalede yaşamakta.
Kalenin en önemli özelliği her gün saat 12:00 olan askerlerin nöbet değişim seremonisi.
Bu şehir en iyi nerden gözlemlenir? Bunun için adres bana göre Rundetårn Kulesi. Bir nevi Galata Kulesi’ni andırmakta. Merdivensiz dönerek çıkılan bir yapıya sahip. Panaromik olarak bütün Kopenhag ayaklarınızın altında. Kuleye çıkış 40 DKK.
Ana yerleri gezdik, gördük. Sıra geldi alışverişe. Nerede alışveriş yapacağız? Bunun için adresimiz Strøget Caddesi. Biz Türkler benzetmeyi severiz ama ben bu caddeyi Samsun Çiftlik Caddesi’ne benzettim.
Yalnız uyarayım Kopenhag çok pahalı bir şehir.
Size Disneyland’ın esin kaynağı olduğu rivayet edilen Tivoli Bahçeleri ile bilgi vermek isterdim ancak gittiğimiz sezon itibariyle maalesef kapalı idi. Bunun dışında Kopenhag’da gezilebilecek Rosenborg Kalesi, Christianborg Sarayı gibi yerler var.
Ancak vaktiniz kısıtlı ise müzelerde oyalanmamanızı, şehrin tadını çıkarmanızı öneririm.
Malmö
Biraz da Malmö’ye değinelim.
Kopenhag’a bu denli yakın olması nedeniyle kısa süreli bir ziyaret gerçekleştirdiğim bu İsveç şehri de Kopenhag’a benzer mimari yapıya sahip. Ancak bence biraz daha güçlü tarihi dokusu ile şirin bir yer. Kesinlikle uğranılmalı ve birkaç saat ayrılmalı.
Yemek konusunda bir uzmanlığım yok. Size bir öneride bulunamam ancak bilinen hikaye üzerine bir İsveç Köftesi yemek niyetinde idik.
Kaynaklarımıza göre; Demirbaş Şarl olarak bilinen İsveç Kralı XII. Charles, Ruslara yenilince Osmanlı’ya sığınır. Rivayet odur ki Demirbaş Şarl bu topraklarda gördüğü ve öğrendiği köftenin tarifini daha sonra İsveç’e taşır ve böylece meşhur İsveç Köftesi ortaya çıkar.
Tadı mı? Benim yediğim versiyonu daha çok haşlanmış bir köfteyi andırmaktaydı. Pişirildiği sos itibariyle hafif tatlı-ekşi bir aroması vardı.
İlk yazımıza burada nokta koyalım.
Bir başka yazıda görüşmek üzere.
