Samsun

Büyükelçi Kavas Türkiye-Afrika İlişkilerin Değerlendirdi

Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, "Türkiye'nin 2007 yılında Afrika ülkeleri ile 5 milyar dolar olan ticaret hacmi, şu an 40 milyar dolar seviyelerinde" dedi.

Türkiye'nin geçmiş dönemde Senegal ve Çad büyükelçiliği görevini yapan, Dışişleri Bakanlığı Merkez Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Samsun'da Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Samsun Şubesi'ni ziyaret etti. Şube Başkanı Hasan Tahsin Şengül ve yönetim kurulu üyeleri ile bir araya gelen ve Afrika'daki ticari ve diplomatik gelişmeler üzerine konuşma yapan Prof. Dr. Kavas, Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerinin 2005 yılından sonra güçlendiğini söyledi. Afrika ülkelerinde yaşanan darbelerin, sömürge ülkelerinin Afrika'daki yapılaşmasına karşı bir hamle olduğunu belirten Prof. Dr. Kavas, "Afrika ülkelerinin bu hamleleri sonrasında, ülkelerin demokratik süreçlerinin başlaması ve normal işleyişlerini sürdürmeleri beklentisi içerisindeyiz" diye konuştu.

Türkiye'nin Afrika ile olan ilişkisinin yaklaşık bin yıllık bir tarihe dayandığını belirten Prof. Dr. Kavas, "Osmanlı Devleti, Afrika'da kurduğu 5 eyaleti ile neredeyse 3 kıtanın, yüzde 50'sine yakın bir coğrafyasında ya hakimiyet ya da nüfuz olarak var oldu. Cumhuriyet’ten sonra Türkiye Cumhuriyeti, sömürgecilikten kurtulan Afrika ülkeleri ile ilişki kurmaya, öncelikle bir büyükelçilik açmaya çalıştı. Fakat bu 1960'lardan sonra yavaşladı. 2009'a kadar Afrika'da 15 büyükelçiliğimiz vardı. Bugün Türkiye'nin 54 Afrika ülkesi arasında 44'ünde büyükelçiliği var. Afrika ülkelerinin de 38'inin Ankara'da büyükelçiliği var. Diplomatik anlamda kıta ülkeleri ile ilişkilerimiz, olabilecek anlamda en iyilerini yaşıyor.

Ticari anlamda ise 2007 yılında Afrika ülkeleri ile 5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz, şu anda 40 milyar dolar civarında. Ticari anlamda da Türkiye'nin Afrika ile olan ilişkileri çok çok iyi noktadadır. Siyasi ilişkilerimizde de 2005'e kadar mesafeliydik. Bu dönemden sonra Türkiye'nin Afrika Birliği'nde gözlemci rolü oynaması sonrasında ilişkilerimiz çok boyutlu bir alana geçti. Afrika'da yeni aktörler içerisinde en belirgin ve farklı olanı ise Türkiye. 3-5 yıl önce 'Türkiye'nin Afrika'da ne işi var sözleri' yerini, 'Türkiye ile birlikte Afrika'da ne iş yapabiliriz' sözlerine bıraktı. Bu bir başarı öyküsüdür ve Türkiye bu anlamda iyi bir seviye aldı. Türk Hava Yolları, Afrika semalarında en çok sefere sahip, kıta dışından gelen hava yolu şirketi. Türk müteahhitlerinin, yatırımcılarının Afrika'da yaptığı yatırımlar ve projeler, 88 milyar doları geçti" ifadelerini kullandı.

'AFRİKA, VERİLEN SÖZLER TUTULMAYINCA, YENİ ORTAKLAR ARADI'

Afrika'daki sömürgeciliğin 1960'lı yıllarda fiilen bittiğini ancak ufak çaplı adacıklarda sömürge yönetimlerinin devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Kavas, "Fransa ve İngiltere'ye bağlı küçük adacıklar var. Yönetim biçimleri, sömürgeci ülkeler tarafından şekillendirildiğinden, bir hukuk düzenleri var ve bu düzen sömürgecilerden kaldı. Finans noktasında kendi para birimleri olan ülkeler var. Ancak Fransa özelinde hala 14 ülkenin parası Fransa Merkez Bankası tarafından basılıyor. Güvenlik konusunda, kalkınma konusunda 'ne gerekiyorsa biz yaparız' dendi ama Afrika o verilen sözlerin yerine gelmediğini görünce kendine yeni ortaklar aradı. Bu ortaklardan birisi de Türkiye oldu.

Türkiye'nin gelmesi ile birlikte Çin, Hindistan, Brezilya, Kanada, Avustralya gibi ülkeler, Afrika'da ciddi anlamda madenler işleterek ciddi kaynak ve girdiler sağladılar. Afrika, bu girdilerle kendi başına başka coğrafyalara açıldı ve Afrika'da ciddi gelişme, kalkınma hamleleri var. Afrika'da borsa ile ilgili yaptığım bir çalışma var. Borsa bile Afrika'da neredeyse 30'un üzerinde ülkede ve dünya çapında ses getirecek hamleler yapan işlemler var. Afrika'nın kişi başına milli geliri sıfır virgüllerle ifade edilirken, şu anda yüzde 4-5'lerde. Afrika ülkeleri artık eski sömürgeciler ne isterlerse onu yapmak zorunda değiller. Bunun da ispatları son dönemde yapılan darbelerin, bir anlamda eski sömürgecilerin oradaki tortulaşmış yapılarına karşı bir hamleydi. Biz bu hamlelerin peşinden bu ülkelerde demokratik süreçlerin başlamasını ve darbe yapılan ülkelerin normal çalışır hale gelmesi beklentisi içerisindeyiz. Bunun olması da kıtanın diğer ülkelerinde benzer durumlara yol açmaması için önemli" dedi.