İYİ Parti lideri Dervişoğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, Bolu Kartalkaya'da 78 kişinin yaşamını yitirdiği otel yangınına ilişkin, "Yöneticilerin ihmallerinden kaynaklanan hiçbir ölüm, toplumun hassas olduğu duygular istismar edilerek geçiştirilemez. 2002 sonrasında yönetimin ihmali, denetim eksikliği ya da kayırmacılığından kaynaklanan ve 'kader, fıtrat' denilerek üstü örtülen ölüm sayısı yaklaşık 55 bin civarındadır. Bu sayıya deprem felaketlerinde hayatını kaybedenler dahil değildir. Devletin en tepesindeki şahıstan, bakanlarına, bakan yardımcılarına ve diğer yönetici pozisyonlarına kadar, neredeyse hepsinin açık ya da örtülü şekilde holding patronu olduğu bir düzende yaşıyoruz. İhaleye çıkmak için sorumluluk yarışına giren, oturdukları koltuğu Erdoğan'ın verdiği 'tımar' zanneden, sıra görev sorumluluğuna geldiği zaman sırra kadem basanların düzeninde yaşıyoruz. Bu isimlerin en bilineni, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy. Kendi atadığı bürokratlara, kendi işletmelerini denetleten, kendi otellerine, istediği kıyı şeridinden arsa tahsis ettiren, Türkiye'yi ucuz turizm cenneti haline getirerek, Türkiye'nin kültür ve turizm potansiyelini yok eden zattır kendileri. Adeta Erdoğan’ın kayyım rejiminin bir özetidir. O da turizmin başındaki kayyımdır. 22 senedir, günahına girdiğiniz yüz binlerce vatandaşın hesabını mahşere bırakmayacağız. Bu kayyım düzeninizi başınıza yıkacağız" dedi.
'HEPİMİZ BİRER SAYIDAN İBARETİZ'
AK Parti iktidarının Türk milletine karşı bir kalkışma içerisinde olduğunu öne süren Dervişoğlu, "Bu kalkışma, kişilerle ilgili değil, milletin bütünüyle ilgilidir. Büyük Türk milletine karşı dört bir koldan giriştikleri kalkışmayı kişilere münferiden açılmış savaş üzerinden okumak, kişilerle milleti eşitlemek, meseleleri kişiselleştirmektir. Tıpkı devleti şahsı, milleti tebası gören zat-ı muhteremin yaptığı gibi. Mesele sadece gözaltılar, tutuklamalar, malum mahkeme kararları da değildir. Mesele siyasilerin üzerindeki yargı sopası da değildir. Hatta mesele sadece İmralı canisiyle giriştikleri alçak yeni ittifak da değildir. Mesele iktidardakilerin, iktidarda kalmak uğruna her şeyi ama her şeyi göze almaları, sarayın saltanatı için, tek adamın ömür boyu başkanlığı için 85 milyonu sefalet içinde bırakmalarıdır. Tüm bu yaşadıklarımız bu amaca ulaşmak için onların kullandığı araçlardır. Çünkü ortada bir saray varsa, saraydan gerisi teferruattır. Tüm teferruatlar da emin olun bir gün o sarayda toplanır. Onların vatan dedikleri saraydır, bayrakları saraydır, siyasi namusları bile saraydır. Gerisi, herkes ve her şey teferruattır. Dedim ya her teferruat sarayda toplanır. Millete gelecek olursak, ölmüşüz, tutuklanmışız, mahpus damındaymışız, işsizmişiz, hastaymışız, yoksulmuşuz, yoksunmuşuz; hepimiz saray için ancak birer sayıdan ibaretiz. Nelere şahit olduk hatırlayın; haber yapan gazetecilerin zulmü uğradığına şahit olduk. Şanlı ordumuzun subaylarının boğazlandığı hukuk kumpaslarına şahit olduk. Siyaset yapan siyasetçilerin demir parmaklıkların ardına atıldığına şahit olduk" ifadelerini kullandı.
'BU MESELE, TÜRK MİLLETİNİN ŞAHSİYETİ MESELESİ'
Daha sonra yürütmenin ve yargının içinde yer alanlara seslenmek istediğini söyleyen Dervişoğlu, "Her neredeyseniz, yerinizden çıkınız, kafalarınızı artık kaldırınız! Bugün vicdanınızın almadığı bu vicdansızlık düzenine, bugün namusunuzun müsaade etmediği bu namussuzluk düzenine, bugün aklınızın kabul etmediği bu akıl dışı yağma düzenine, susarak veya saklanarak daha fazla direnemezsiniz. Ya çarka girip yok olacaksınız ya da o çarka çomak sokacaksınız. Bilin ki sizler, 7 düvelin çarkına çomak sokan kahramanların evlatlarısınız. Cüzdanınızda taşıdığınız kartların üzerinde yazan 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti' ibaresi kendi milletine meydan okuyanların değil, dünyaya meydan okuyanların kurduğu devletin adıdır. Kanunsuz emirleri reddedin, hukukla bağdaşmayan kararları artık vermeyin, kendi kardeşinizin kanına girmeyin. Sizi yetiştiren bu büyük millete ve Cumhuriyet’e olan borcunuzu ödeyin. Bugün Ekrem İmamoğlu'na iddianame Hüseyin Baş'a denetimli serbestlik, Ümit Özdağ'a tutuklama kararı yazan, Müsavat Dervişoğlu'na yazılmış tehdit mektuplarını okuyan bu düzen, dün Ergenekon'da şerefli Türk subaylarına ihtilallerde bu ülkenin aydınlarına, genç umutlarına yaptığı gibi eğer bu devrana 'dur' demezsek, yarınlarda hepimizi ihanet senaryolarına kurban edecektir. Bu yüzden mesele şahıslar meselesi değil, Türk milletinin şahsiyeti meselesidir" diye konuştu.