TFF Samsun Bölge Müdürlüğü görevinden alınan Haluk Tan, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
"Spor ile alakam çocukluk yıllarından beri devam eden sevdamdır gerek amatör futbolda Yenidoğan Spor, Fener Spor, Belde Spor ve en son öğretmenlik yaptığım Ordu Aybastı spor son amatör durağındı. Samsun’da tribünde taraftar olarak imrenerek takip ettiğim takımım Samsunspor‘ da Hakki Tomac, Erkut Tutu, Kazım Yılmaz, İsmail Uyanık ve Suat Çakır abilerim ile Süper Lig‘e çıkarken basın sözcüsü ve Süper Lig’de genel Sekreterlik görevlerini onurla yaptığın görevlerdi.
Daha sonra amatörde kurmuş olduğumuz Samsun 1919 spor kulübü Başkanlığı ve akabinde bu kulübe tamamen kendi imkanlarımız ile yaptığımız ciddi bir spor yatırımı 6 yıllık amatör kulüp başkanlığı devam ede gelen bu süreçte Samsun TFF bölge Müdürlüğü’nü yaklaşık 15 yıldır yapan Sayın İbrahim Güven Bey İlkadım belediye başkan yardımcılığı için ayrılınca şahsım bu görev için sevdiğim bir ağabeyimi federasyon tarafına elimden geldiğince önermemize ve desteklememize rağmen bazı kriterlerin federasyon tarafında uymamasından dolayı olumsuz yanıt gelince gerek ASKF tarafından gerekse mevcut bölge müdürü tarafından tarafıma referans ve destek verilerek bölge müdürü olmam noktasında yanımda olduklarını belirttiler.
Şehir dinamikleri de benim olmam noktasındaki destekleri neticesinde 01 Haziran 2024 tarihinde göreve başladım ilk olarak bölgede amatör ve profesyonel kulüpleri ziyaretlerini hızlı bir şekilde yapmaya başlarken futbol paydaşları ile bölgenin futbol yapısını teknik ve fiziksel olarak çıkartmaya başladık. Bu sürede 40’a yakın amatör ve profesyonel kulüp ziyaretlerinde bu bölgede varlığımızı arttırmaya çalıştık bölgemize bağlı olan Amasya, Sinop, Tokat, Çorum ve Samsun illerinin futbol paydaşlarından bilgiler aldık ve ziyaret ettik ziyaretlerde her kulübün sahası teknik imkanları fiziksel imkanları futbol öğreticileri ve futbolcu sayıları eksi ve artıları değerlendirme fırsatı bulduk notlarımızı kaydettik bu süreç devam ederken futbolda mevcut kaliteyi arttırmanın temelinde eğitim olduğu bilinci ile TFF bölge müdürlüğü imkanlarını sorgulamaya başladık.
Çok iyi yetişmiş bölgemizde çalışan ve kuruluşundan beri bölge futbolunun gelişimini tarihini ve paydaşlarını uzun zamandır tanıyan ve onlarla temas eden tecrübeli ve kaliteli bölge personelimiz en büyük avantajı idi TFF’ nin kendi çalışanı olarak bütün kulüplerin analizini geçmişten günümüze bu personellerimizin hafızasıydı.
Lakin bölge futbolunun gelişmesi ayrıca eğitime ayrılacak olan yılda 1-2 dokunuş olmamalı idi. O sebeple bu çözümü sağlayacak iyi bir binamız mevcut değildi. Şahsımın hayali bu bina için şehrin dinamiklerini harekete geçirmek için iyi bir konumun tespiti olmalıydı. Onu da gerçekleştirmek için yaptığınız çalışmalar ile (Gençlik Spor il Müdürlüğü, Büyükşehir, Milli Emlak) en iyi yerin spor alanlarının yanında Samsunspor tesisinin ön tarafında Bowling salonunun çaprazında olan alana böyle bir eğitim modelinin olması hevesiyle avam proje çizdirmek için görüşmelere başladım. Böyle bir binada en önemli olan eğitim verilecek en az 50 - 60 kişilik salonun yanında gelecek olan eğitmenlerin kalabileceği ortamında sağlanacağı ve sosyal donatısı olan bir bina modeli idi. Bütün bölgede bu sayede dinamik bir eğitim modeli, kulüplerimizin hocalarının, bölgemiz hakemlerini ve yöneticilerini en iyi şekilde donanımlı hale getirmek ve İstanbul bölgesi ile direkt temas sağlamalarına imkan tanımaktı. Ayrıca iki güzide üniversitemizin rektörlerimiz ile görüşmemizde gerek spor akademisi gerek sağlık bilimleri gibi bölümlerinin son sınıf Stajyer öğrencilerinin amatör spor kulüpleri federasyonu iş birliği ile amatör kulüp futbolcularımıza gerek diyetisyenlik gerek sağlık gerekse Spor Akademisi’ndeki ölçme değerlendirme aletleri ile amatöre üniversite katkısını sağlayabilmekti.
Yerel dinamiklerden belediyelerimiz de gerek lojistik alanında gerekse beslenme diyetisyenlik alanında Stajyerlerimizin önerisinde besin takviyelerini sağlatabilmekti. Milli Eğitim ve TFF iş birliği ile yapılacak bütün ilköğretim okullarında sporun farkındalığını arttırmak için çeşitli çocuklara hoş gelen etkinliklerin organizasyonunda TFF bölge olarak aktif olmalıydı.
Şimdi söyleyeceklerim bütün Türkiye’ deki çocuklarımız ve gençlerimiz için çok önemlidir.
Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız pandemiden sonra hareketsiz ve Fast food ağırlıklı beslenen bir nesil süratle geliyor. İleriki yıllarda korkumuz odur ki sağlık sorunları, kalp damar, psikolojik ve kanser gibi hastalıkların artışı ve daha erken yaşlara inilmesi bu şekilde kaçınılmaz olacaktır. Bunun ile ilgili okul seçmelerinde gördüğümüz tespitleri Spor Bakanlığımız ile paylaştık. O sebepledir ki sporun her türlüsünün yaşam tarzı olarak küçük yaşlarda topluma aktarılabilmesi için Spor dallarının desteklenmesi temel eğitimin artık en önemli parçası haline gelmiştir. Bu katkı çocuklarımızın asosyal yapısını ortadan kaldırdığı gibi, daha sosyal iletişime açık bir topluluğu oluşturmakla beraber, sağlıklı bireylerin güncel iş hayatlarında da gelecekte ekip ruhunu destekleyecek çok güzel bir temel oluşturacaktır. Ayrıca spor faaliyetleri kötü alışkanlıklar olarak adlandırdığımız uyuşturucu, esrar, hap ve internet bağımlılığı gibi kötü alışkanlıkları da toplumdan uzak tutacaktır.
Bugün geldiğimiz noktada 2.09.2024 tarihinde görevime gerekli görülen lüzum üzerine denilerek son verilmiştir. Kalben müsterihim eksik kalanlarımı, hayal ettiklerimi umarım bu yazı ile bir katkı olarak paylaşmış oldum.
TFF Bölge Müdürlüklerimiz desteklenerek Anadolu ile teması kesinlikle kesilmemelidir.
Bu süreçte bunları bir rapor halinde anlatmak için TFF yönetim kurulu üyesi Zafer Bahadır Saraç arkadışm ile iletişime geçtim ve TFF Başkanından randevu alarak bu düşüncelerimi paylaşmak istediğimi dile getirdim, umarım bu yazımı TFF Yönetimine iletirler.
Görevden alınma sebebine gelince mikro milliyetçilik üzerine indirgenerek tanımlanmasını doğru bulmuyorum ve yakışıksız buluyorum. Benim ile alakalı eksik ve yanlış yönlendirmeler şahsi davranışlara dönüştüğünü düşünüyorum. Hırsın, aklın önüne geçtiği bir süreçte benim aynı şekilde davranmamam gerektiğini düşünüyorum. Sevdiğim arkadaşlarımın, ağabeylerimin, büyüklerimin incinmesini kabul edemem. En az benim kadar üzüldüklerini gördüğüm her kesimden insanların beni araması benim için bu şehirdeki en büyük madalyadır.
İki güzide şehir ancak ve ancak akil insanların, akil davranışları ile huzurlu olacaktır. İnancımın ve ahlakımın gereği olarak bu işin gönül olarak müsterih olduğumu bilinmesini istiyorum. Bütün imkanlar ve güç şahsımda olsa bile gönül kırmanın telafisi ve bedelinin olmadığını düşünüyorum.
Samsun’da bu konuda hassasiyet gösteren gönül dostlarıma diyorum ki; sermayeniz düzgün insan biriktirmek olsun. Belki sonucunu siz göremezsiniz, lakin evlatlarınız cenazenizde bunu görecektir. Herkese hakkım helaldir."