İlk yarısını birbirlerinin hatasını bekleyerek kontrollü oynayan iki takımın mücadelesi şeklinde izledik.
Bu yarı, zaman zaman yakaladığımız kontra topları rakip kaleye getirmekte zorluk çektik.
Ama ikinci yarının başında yediğimiz gol sonrası Nitcham, Laura, Marius, değişikliği ile pozisyonlar bulmaya başladık. Ancak tam dişimize göre bir rakibe karşı gol atma becerisi bulamadık...
Her zaman diyorum kaleciler maç kurtarır, oyuncular maç kazandırır. Bizim kalecinin bir iki maç haricinde çok büyük bariz hatalar yaptığını görmedim.
Fakat maç kurtardığını da hiç görmedim.
En can alıcı nokta da bu arkadaş...
Hocamıza da bir iki kelime söylemek isterim.
Her maç vasat oyuncuları oynatıp iş bitirecekleri sonradan oyuna sokmakla devamlı skor üretemezsin.
Bazen, bazı maçlar, bu maç gibi ilk golü atanın kazanacağı maç gibi müsabakalarda en etkili silahlarını önceden sahaya sunup maçı çevirmen gerektiğini de düşünmen lazımdı arkadaş...
Önemli bir üç puan kaybettik…
Böyle dişimize göre deplasmanda takım bulma şansımız çok az.
Bir an önce yakaladığımız havayı ve enerjimizi kaybetmeden diğer maçlarımıza odaklanmamız gerek, sağlam durmak gerek, ders çıkarmak gerek, çok çalışmamız gerek...