Samsunspor

Markus Gisdol: Ben Meydan Okumayı Seviyorum

Yılport Samsunspor Teknik Direktörü Markus Gisdol, ilk röportajını Bizim Kanaldaa Youtube’da yayınlanan ‘Kırmızı Saha’ programına verdi.

Samsun’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Alman teknik adam, kendisini ‘kurtarıcı’ olarak görülmesinin üzerinde hiçbir baskı oluşturmadığını ifade etti.

Samimi açıklamalarda bulunan Gisdol özel hayatı, futbolculuk kariyeri ve teknik adamlığı geçiş hikayesine de röportajında yer verdi.

İşte Markus Gisdol’un Kırmızı Saha programındaki açıklamaları;

Markus Gisdol’u Tanıyabilir miyiz, Futbol Serüveni Nasıl Başladı?

Bu geriye dönüp baktığımda uzun bir yol. Almanya’da 27 yaşında antrenör olmaya karar verdim. Alt liglerde antrenörlüğe başlayıp Bundesliga’ya kadar adım adım ilerledim.

İyi bir eğitim aldı. İyi bir öğretmenim ve yanımda bazı özel teknik adamlar vardı. Onların yanında yardımcı antrenör oldum. Sonra Hoffenheim’de teknik direktör olarak göreve başladım.

Daha sonra Hamburg, Köln, Moskova deneyimlerim oldu. Şimdi de buradayım. Tüm bu adımları attığım için ve burada bulunduğu için mutluyum.

Bir antrenör olarak öğrenebilir ve gelişebilirsin, futbol için en iyi yolu bulabilirsin. Sonunda şunu söyleyebilirim ki, bugün geldiğim noktadan ve işimden memnunum.

Futbolculuk Kariyeriniz Nasıldı, Bundan Da Bahseder Misiniz?

Evet orta saha oyuncusuydum. Hayalim her zaman Bundesliga 1’de oynamaktı. Almanya'da üçüncü ligde oynadım ve bazı teklifler aldım. Ancak genç bir genç oyuncuydum ve çok fazla sakatlık yaşadım, Sonuçta birinci lige çıkmak yeterli olmadı. Bu benim en büyük hayalimdi ve olmadı. 26 yaşında dizimden çok ağır bir sakatlık yaşadık ve futbolu bırakmak zorunda kaldım.

Samsunspor’a Gelmeden Önce Türk Ligini Takip Ediyor muydunuz, Daha Önce Türkiye’den Teklif Aldınız mı?

Türkiye ile her zaman temaslarım vardı. Türkiye Ligini takip ediyordum. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe hakkında bilgim vardı. Yakın arkadaşlarım ile Türk futbolundaki bu takımlarla ilgili konuşuyorduk. Süper Ligi takip ettiğimi söyleyebilirim. Ancak şunu belirtmek isterim ki; bir antrenör olarak önceliğiniz çalıştırdığınız takım ile ilgilenmek.

Diğer sorunuza gelecek olursak, daha önce de Türk takımlarıyla görüşmelerim oldu. Ama bu teklife dönüşmedi.

Markus Gisdol: Bazı teknik adamlar bu riskleri almayı sever. Ben de bu severim. Risk almayı ve mücadele etmeyi seviyorum. O nedenle de Samsunspor’dayım

Samsunspor’un Siz Göreve Gelmeden Önce 7 Maçta Sadece Bir Puanı Vardı. Bir de FIFA’nın verdiği transfer yasağı. Böyle Bir Tabloda Görevi Kabul Etmek Bir Teknik Direktör İçin Çok Büyük Bir Risk. Görevi Kabul Etmenizdeki Etken Neydi?

Samsunspor’a gelmeden önce kulübün içinde bulunduğu tablo ile ilgili araştırma yapıp bilgi aldım. Bu tür riskler her zaman her takımda olabilir. Ben meydan okumayı seviyorum. Evet ben bunu daha önce yaptım.

Almanya’da da benzer tabloda yer alan takımlarda görev alıp başarılı oldum. Bazı teknik adamlar bu riskleri almayı sever. Ben de bu severim. Risk almayı ve mücadele etmeyi seviyorum. O nedenle de Samsunspor’dayım. Benim için bu işin üstesinden gelmek bir meydan okumadır.

Samsunspor’dan teklif aldığım ilk andan itibaren gerçekten zor bir süreçti yaşandı. Gerek Başkan Yüksel Yıldırım gerekse Fuat Çapa ile konuşum tüm bilgileri onlardan aldım. Kulübün olanakları konusunda beni ikna ettiler. Bazı maçların videolarını izledim ve kendi kendime dedim ki; ‘Zor bir mücadele olacak ama başaracağız.’

Bundesliga'da Takımları Küme Düşmekten Kurtarma Yeteneğiniz İle Bu Alanda ‘Kurtarıcı’ Lakabı İle Anılıyorsunuz. Bu Sizde Bir Baskı Oluşturuyor mu?

Bu imaj benim için sorun değil. Teknik adam kariyerime başladığımda takımlarımla her zaman zorlu süreçler yaşadım. Adım adım ilerledim. Hoffenheim'dan teklif aldığımda gerçekten ligin en altındaydılar ve kimse onlara kalabileceklerini söylememişti.

Bu takımla ligdeydim ve bu benim ilk Bundesliga'da teknik direktör olma şansımdı. Ben de bu şansı iyi değerlendirdim. Ligde kaldık. Sonra Hoffenheim 8.sıraya kadar yükseldi. Sonrasında Hamburg'dan teklif aldım, neredeyse aynı durumdaydılar ve ben de ‘tamam’ dedim. Hamburg da çok fazla geleneği olan gerçekten büyük bir kulüp. Orada da başarılı oldum.

Bu noktada kendimi ‘kurtarıcı’ değil, geliştirici olarak görüyorum. Ama ‘kurtarıcı’ imajından da rahatsız değilim.

"Göreve gelmeden önce Samsunspor’un oynadığı oyun bu değildi. Tarzının bu olmadığını biliyorum. Ama ben geldiğimde analizimi yapınca bu oyun anlayışının ligde kalmak için en iyi şans olacağını gördüm."

Samsunspor Sizinle Birlikte Sürekli Önde Oynamaya Başlayan Bir Takım Oldu. Sizin Oyun Anlayışınız Nasıl?

Göreve gelmeden önce Samsunspor’un oynadığı oyun bu değildi. Tarzının bu olmadığını biliyorum. Ama ben geldiğimde analizimi yapınca bu oyun anlayışının ligde kalmak için en iyi şans olacağını gördüm.

Galibiyetler almak ve başarılı olmak için bu şu anda yaptığımızın sadece ilk adımıydı. Şimdi her hafta çok çalışmalıyız. Üzerine koyarak gitmek zorundayız.

Futbol Dışında Hobileriniz Nelerdir?

En büyük hobilerimden biri balık tutmak, balığa gitmek. Geçen hafta doktorumuza sordum. Birlikte yapabileceğimiz, balık tutabileceğimiz bir etkinlik olup olmadığını sordum. Bunu yapmak için sabırsızlanıyorum. Aynı zamanda doğada yürümeyi de seviyorum. Doğanın ve ormanın içinde olmayı seviyorum. Bu hoşuma giden şey.

Ayrıca ailemle birlikte vakit geçirmeyi seviyorum. 12 yaşında bir oğlum, 21 yaşında bir kızım var. Onlarla vakit geçirmekten de büyük keyif alıyorum.

 Samsun Şehrine Dair Neler Söylersiniz, Şehri Gezme Fırsatınız Oldu Mu?

Burası gerçekten güzel bir şehir. Ama dürüst olursam zamanımın yüzde 95'i tesislerdeyim. Dışarı çıktığımda da restorana, AVM’ye gidiyorum. İnsanların çok nazik olduğunu söyleyebilirim ve dışarı çıktığımda her zaman mutlu oluyorum. Çok olumlu tepkiler alıyorum.

Maç Günlerinde Sizi Motive Eden Bir Ritüel Veya Alışkanlık Var Mı?

Kendimi motive etmeme gerek yok. Benim motivasyonum futbol. Ben bu oyuna aşık biriyim. Bir kulübü devraldığımda işimin ne olduğunu biliyorum. Bu benim işim. O nedenle özel olarak kendimi motive etmeme gerek yok.

Saha Kenarında Çok Hareketlisiniz, Maçı Adeta Yaşıyorsunuz?

Futbol benim hayatım. Maçı 90 dakika yaşıyorum. Bu oyuna tüm sevgimi veriyorum. Eğer sahada ne olduğunu hissetmiyorsam, oyuncunun nasıl düşündüğünü hissetmiyorsam, başaramam. Bu yüzden her zaman onlara yakın olmalıyım ve en iyi şekilde yönetebilirim.

Son Olarak Camiaya Mesajınız Ne Olur?

Özel bir şey yok, özel bir söz vermeyeceğim. Sanırım herkes biliyor ve herkes beni tanıyor artık. Elimden geldiğince bu kulüp için her şeyi vereceğimize emin olabilirler.