Şimdi ise ülkemizde uzun vadeli, bilinçli bir üretim ve tarımsal eğitime neden gereksinim olduğunu ve çözümüne değinelim.
Ülkemizdeki uluslararası tohum, gübre ve tarımsal ilaç şirketleri ve işbirlikçileri her geçen gün güçlendikçe, bu güçler ve işbirlikçileri kırsaldaki milli tarım ve hayvancılığa yok edici darbeler vurdular ve ülke tarımı şimdi son günlerini yaşamaktadır.
Tarımda üretici gücün yok olması demek dış güçlerin gıda piyasamızı tamamen ele geçirmesi, milli çıkarlarımızın zedelenmesi, bizi kendilerine muhtaç etmeleri demektir.
O Halde Ne Yapmalıyız!
Bizler bir an önce köylerde (kırsal mahallelerde) Çağdaş Tarım Köylerimizi Kurmalıyız.l!
Nasıl Bir Tarım Köyleri?
Bunun için kırsalda merkezi köyler seçilerek, çevresindeki köylerin bütün tarımsal çalışmaları, plânlamaları bu köyde yapılmalı ve diğer temel ihtiyaçları da bu merkezi köyde karşılanmalıdır.
Köy merkezinde olması gerekenler ise: üretim, tüketim ve pazarlama kooperatifi açılıp bütün üreticiler bu kooperatife üye olmalıdır.
Tarım köyünde: çarşı, otopark, evler bölgesi, işyerleri, toplantı salonu, kafe, sosyal tesisler, doğa okulları içerikli Anaokulu/İlkokul/Ortaokul, Sağlık Ocağı, tarım köyü yönetimi ve tarımsal hizmetler binası, yaşlılar yurdu, çocuk bakım evi, toplantı salonu, kafetarya, market, aşevi gibi benzeri yerler mutlaka olmalıdır.
Çünkü: Kırsalda yaşama dönüş ancak bu tür ihtiyaçların orada var olmasıyla mümkündür.
İnsanlar bir araya gelerek mutlu bir yaşamın tadını çıkaramadıkça orada yaşamayı istemezler!
Köyde: Ziraat mühendisleri/ziraatçılar, veteriner hekimler, iletişim uzmanı, gıda mühendisi, laborant, muhasebeci, marangoz, demirci, kadastrocu, elektrikçi, inşaat ustası, tarım işçileri, aşçı, berber, terzi ve diğer gerekli mesleklerden çalışanlar mutlaka olmalıdır.
Tarım köylerinde araziler birleştirilmeli, çevresel koşullara göre üretim yapılmalıdır.
Örneğin: Seracılık, tarla ürünleri, hayvancılık, hayvansal ürünler, arıcılık, aromatik bitkiler, su ürünleri, ağaç ürünleri ve diğerleri.
Ayrıca üretilen ürünleri işleme atölyeleri ve küçük ölçekli işletmeler de mutlaka kurulmalıdır.
Tarım köylerindeki işçi ihtiyaçlarını karşılamak için illerde ihtiyaca göre iş garantili yatılı tarım ve meslek okulları açılmalıdır. Bu okullara tarım köylerindeki ortaokulları bitiren öğrencilere öncelik tanınmalıdır.
Tarım köylerini yönetmek için ise uzman yöneticiler görev yapmalı. Bu köylerde görev yapan işçi ve memurlar asla kooperatif ortağı olmamalıdır. Üretim ise yazılı anlaşmalara ve ihtiyaca göre yapılmalı, artan ürünler ise işlenerek satışa sunulmalıdır.
Tarım köylerinde kesinlikle sağlıklı ürünlerin yetiştirilmesi zorunlu olmalıdır. Asla GDO'lu, hibrit tohumlar ve zararlı kimyasallar kullanılmamalıdır. Kısacası doğal yaşama önem verilmelidir.
Tarımsal hizmetlerde görev yapanlara maaşlarının haricinde gelirden belli ölçüde kâr payları verilerek üretime teşvik sağlanmalıdır.
Köylerde arazilerini satmak isteyenlerin yerleri kooperatifçe ortak mallar kapsamında satın alınmalı, bu konuda baştan yazılı anlaşma yapılmalıdır.
Tarım toprakları zorunluluk hissedilmedikçe yerleşime ve sanayileşmeye açılmamalıdır.
Şunu asla unutmayalım ki: Ülkemizin kurtuluşu, özgürlüğü ve geleceği, bilinçli/kontrollü bir üretimden geçer!