Samsun Turizmi İçin Güçlü Yerel İradeye İhtiyaç Var!

Turizm, turist, turistik alanlar; artık ülkemiz için sıradan birer kelime. Hızla dünya liginde üst sıralara tırmandık.

Dünyanın hemen hemen her mıntıkasından cennet ülkemizi görmeye akın ediyor insanlar. Oteller, restoranlar, plajlar, tarihi ören yerleri, eşsiz doğamız öne çıkarıyor bizi.

Samsun malum dışarıdan turist alamıyor.

Kilometrelerce kumsalı ve masmavi denizi ecnebiler tarafından yeterli görülmüyor galiba. Akdeniz’in aldığı inanılmaz yatırım ve reklam bizi rekabet edemeyecek hale düşürüyor.

Antik tarih, gastronomi, özel rotalar ve nihayet bol yıldızlı oteller. Eksiklerimiz çok. Fazlalıklarımıza odaklanmaya da mecalimiz yok.

Geçen gün Alaçam’ın merkez sokaklarını gezerken bir kez daha üzüldüm. Elimizdeki “old city”nin farkında değiliz. Yıllardan beri Anadolu’nun farklı şehir ve kasabaları tarihi ev ve sokaklarını güncelledi aslına uygun olarak.

Tokat ve Amasya bu konuda hemen yakınımızda, onlar il olduğu için, Alaçam ilçe olduğundan mı olmadı bilemiyorum. Fakat ilçe bazında da ülkemizde tarihi dokuyu koruyan şehirlerimiz var.

Bu anlamda Vezirköprü başı çekiyor Samsun’da.

Şehri gezerken bambaşka bir hâl içinde dolaşıyorum. Yenilenen sokaklar, eski mimarimizin şairleri gibi. Onlar okuyor ben dinliyorum. Gastronomi açısından da sevdiğim bir kent Vezirköprü.

Bakırcılar çarşısı, içinde kasaplar, tandır duayenleri ve tabii semaver ustaları. Fotoğraf ve yürüyüş gezginleri için çok cazip. Kanyon ise bir şaheser. Kelimelere ile betimlemek zor. Görüp, yaşayıp, hissetmek lazım.

Alaçam’ı da bu tip mimaride güncelleyip deniz ile kavuşturup, bu portföyü Samsun olarak büyükmek gerekiyor.

Ladik Ambar köy müzesi de yine mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Hele Ladik içinde bir paçacı var ki sabah erken saatlerde kış aylarında oluşan sis içinde bambaşka bir lezzet sunuyor.

Kentimizin kültürel müzecilik anlamında bu lokasyona ek olarak Bafra’daki tütün ve Alaçam’daki mübadele müzesini de eklemek gerekiyor.

Bafra “Old city” alanını maalesef kaybetmek üzere.

En kısa zamanda projelendirip küçük bütçeler ile sokakları eski günlerine kavuşturulmalı. Bir pazar pidesi ritüelinin çok ötesinde derin bir tarih ve kültüre sahip Bafra.

Keşfi bekliyor. Delta’dan başlayarak Akalan-Şahikaya hattına uzanan doğal yollar içinde baraj gölü manzaralı bir hazinenin farkında olamamak üzücü. Üstelik bu güzergahta hala devam eden köy kültürümüz açık bir şekilde izlenebiliyorken.

Onlarca rota sayabilirim. Hepsinde ayrı bir tat ayrı bir lezzet.

İl ve ilçe merkezlerimizde turizm bilgi masası şart. Bu ofislere haritalandırılmış trekking ve hiking rotaları mutlaka konulmalı. Rotalarda ise tabelalar tabii ki doğaya uygun olmalı.

Bu alanları çok iyi bilen gönüllüler bir telefon ile bila bedel yardıma hazır.

Daha önce içinde bulunduğum organizasyonlardan şahidim. O kadar büyük insan kaynağımız varki Samsun’da.

Samsun turizmi için güçlü bir yerel ‘İRADE’ye ihtiyaç var. Masadan değil sahadan yönetim ‘İRADE’si.

Bir kaç toplantı ile oluşturulacak gruplar, kendiliğinden bu işleri yoluna koyacak, planlamalarını yapacak ve ‘Büyük Samsun Turizm Destinasyonu’ tüm ilçeleri ile hayat bulacak.

Küçük adımların büyük sonuçlar doğuracağı bir şehir Samsun. Enerjimizi birleştirecek hamlelere ihtiyaç var sadece.

Hiç bir şey için geç değil.