Kültür Sanat

Samsun'da 545 Milyon Yıllık Deniz Lalesi Fosili

Ladik ilçesinde bulunan 545 milyon yıllık deniz lalesi ile 100 milyon yıllık deniz kestanesi ve deniz salyangozu fosilleri, yeni açılan Samsun Müzesi'nde sergileniyor.

Samsun'un denizden 950 metre yükseklikteki Ladik ilçesinde bulunan 545 milyon yıllık deniz lalesi ile 100 milyon yıllık deniz kestanesi ve deniz salyangozu fosilleri, yeni açılan Samsun Müzesi'nde sergileniyor.

Samsun'da 13 Mart'ta açılan ve paha biçilemeyen Amisos Hazineleri gibi Helenistik döneme ait takılarla eserlerin de yer aldığı 15 bin metrekare alana sahip Samsun Müzesi'nde Hitit, Pers, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının kalıntılarının yanı sıra tabiat varlıkları da bulunuyor.

Müzede, denize 76 kilometre uzaklıktaki 950 rakımlı Ladik ilçesinde bulunan deniz lalesi, deniz kestanesi ve deniz salyangozu fosilleri de sergileniyor.

Samsun Müzesi'nde görevli arkeolog Uğur Akyüz, müzede tabiat varlıklarının da sergilendiğini söyledi.

Akyüz, müzedeki fosillerin tabiat varlığı grubuna girdiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Bu tabiat varlıkları, insanlığın ortaya çıkmadığı, karaların oluşmadığı döneme ait. Yani denizlerin olduğu dönemden kalan deniz lalesi dediğimiz fosiller var. Deniz lalesi fosilleri, 545 ile 251 milyon yıllık süreci kapsıyor. Deniz kestanesi dediğimiz deniz canlısı ise 100 milyon yıllık fosil grubudur. Üçüncü bir grup da deniz salyangozu fosili. O da ortalama 100 milyon yıllık bir fosil."

Samsun'un fosil açısından zengin bir bölge olduğunu vurgulayan Akyüz, "Bu deniz canlılarının fosillerini Ladik'te bulduk. Günümüzdeki Ladik'in bir zamanlar okyanus tabanı olduğunu düşünün. Bu, çok uzun bir süreç. Zamanla denizin çekilmesiyle karalar oluşmuş. Karadeniz'in oluşmasıyla dağlar ve tepeler oluşmuş." diye konuştu.

Akyüz, Samsun'un binlerce yıldır önemli bir kent olduğunu ve onlarca uygarlığa ev sahipliği yaptığını aktararak, "Tabii fosiller insan öncesi dönem. Daha insanın olmadığı dönemdeki deniz canlıları, fosiller. İnsan öncesi, insanın çıkmadığı, deniz ve kara canlılarının olduğu dönem. Buranın geçmiş bitki ve hayvan canlı hayatını öğrenmemiz açısından çok önemli." ifadesini kullandı.