Dr. Mehmet Muş, Samsun ticaretine yönelik strateji açıklamış, gelecek vizyonu çizmişti. Toplantı, medyada haber oldu ama detaylar hak ettiği kadar yer almadı.
Muş’un açıklamalarından aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Samsun’u üç alanda büyüteceğiz. Bu alanlar turizm, tarım, sanayi.”
“Turizm için çok çaba sarfediyoruz. Turizmi Geliştirme Ajansı (TGA), kentlerin pazarlanması için tahsis edilen bütçe içinde en yüksek payı Samsun’a ayırdı. Turizm uzun soluklu bir iş. Neticeye ulaşmak zaman alacak. Ama çabamız sürecek.”
“Tarımda Yeşilırmak ve Kızılırmak gibi verimli ovalarımız var. Tarımsal verimlilik, tarımsal çeşitlilik, tarımsal pazarlama önem verdiğimiz konular. Yol kat edeceğiz.”
“Sanayi için tıbbi cihazlar, savunma sanayi, makine ve otomotiv sektörlerinde kümelenme hedeflerimiz var.”
“Samsun’a bir otomobil markası getirmek için gayret içindeyiz. Basına yansıyanların bir kısmı doğru, bir kısmı daha az doğru. Cekle-cakla iş yapmayacağız. Az laf, çok iş. Bir marka gelecek. Samsun, ana ve yan yatırımlarla bir otomotiv üssü olacak.”
“Samsun, 1,6 milyar dolar ihracat yapıyor. Arttırmak için yapılacaklar var. Mevcut yerel sanayicilerin ihracatını arttırmalıyız. Yeter mi yetmez. Ulusal ve uluslararası sanayi yatırımlarını Samsun’a kazandırmak gerek. Kazandıracağız.”
“Lojistik avantajlarımız var. Bu avantajı arttıracağız. En büyük hedef Samsun’u demiryoluyla Mersin’e bağlamak. Samsun-Mersin bağlantısı ticareti büyütecektir.”
“Tekkeköy’deki OSB 4, Havza’daki OSB 10 milyon metrekare alana ulaştı, geçti. Buralar için çok uğraşıyoruz. OSB’ler sayesinde üretimi ve ihracatı arttıracağız.”
“Türkiye haritasını gözünüzün önüne getirin. Güneydoğu’ya gidin, Gaziantep yanına Şanlıurfa’yı alarak büyüdü. Akdeniz’e gidin, Mersin ve Adana bölgenin merkezi oldu. Ege’ye gidin, Manisa-Denizli-İzmir’i inceleyin. Marmara’da İstanbul, İç Anadolu’da Kayseri-Konya hattı. Türkiye’nin ticaret merkezleri. Peki ya Karadeniz?”
“Rize, Trabzon toprağı yok, olmaz. Ordu, Giresun, Sinop, Kastamonu yeterli iş gücü yok, olmaz. O halde bu bölgenin ticaret merkezi olacak tek il var. O da Samsun. Samsun’da her şey var. İnanmak lazım, ben inanıyorum, siz de inanın.”
“Samsun, futbolda Süper Lig’de. Samsunspor, ligin zirvesinde. Sanayide de Süper Lig’de olmalıyız. Adımları ona göre atmamız gerekiyor.”
“Samsun, turizm için, tarım için, sanayi için çok cazip. Her bir yatırım kente yenisini getiriyor, getirecek. Sektörlerde kartopu oluşuyor, oluşacak.”
“Ancak bu süreci hızlandırmak birlikte hareket etmekten geçiyor. Ben bir tarafa, vekillerimiz, valimiz bir tarafa, belediye başkanımız diğer tarafa, iş adamları bambaşka bir tarafa çekerse oradan olmaz. Ama aynı hedefte buluşur, aynı hedef için birlikte çalışırsak, birlikte hareket edersek herşey olur.”
***
Bir Olamamak!
Biraz uzun oldu ama Dr. Mehmet Muş’un söylediği her cümlenin altı çizilesi.
Ancak Samsun için konulan hedeflerin yakalanabilmesi son cümleleri çok önemli. Ortak hedef olmazsa, birlikte hareket edilmezse hedefler hayal olarak kalır.
Samsun, ‘bir olamamak’tan çok çekti. Hız çağında, mevcut durumumuzdan daha da geriye düşmek istemiyorsak Samsun’u ‘küçük olsun, benim olsun’ anlayışından ve bu anlayışın sahiplerinden kurtarmak gerekir.
Samsun’un elini kolunu bağlayan zincirleri kırmalıdır.
Genel ve yerel seçimlerin tamamlanmasından sonra gördüğüm şudur:
Ticaret Bakanlığı deneyimi, Bütçe Komisyonu Başkanlığı avantajıyla Dr. Mehmet Muş’un önderliğinde, genel başkan yardımcılarının ve milletvekillerinin desteğinde, Vali Orhan Tavlı’nın koordinasyonunda, Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’ın lokomotifliğinde Samsun’da güzel işler oluyor, daha da olacak.
‘Samsun’da turizm olmaz’ diyenlere inanmayın, olur.
‘Samsun’da tarım yapılamaz’ diyenlere inanmayın, yapılır.
‘Samsun’da sanayi büyümez’ diyenlere inanmayın, büyür.
Negatif bakış açısı bize bugüne kadar bir şey kazandırmadı.
‘Bu şehirden bir şey olmaz’ sözünü lugatımızdan çıkaralım, rafa kaldıralım.
‘Samsun’dan olur, hem de çok güzel olur’ cümlesini ezberleyelim, ezberletelim.
İyi niyetle, pozitif bakışla, çok çabayla, çok çalışmayla Samsun’un önünü açalım.
Yapabilirsek bu şehrin önünde kimse duramaz.