Fuat abi öyle bir kanayan yaraya bastı ki tüm sanat camiası patır patır döküldü.
Cihangir sokaklarının köşe başlarında ‘bir yönetmene, senariste rastlarız da kendimizi beğendiririz’ diye senelerini çöp etmiş binlerce oyuncu…
Seneler önce çok ama çok yetenekli oyuncu dostumla (Şeyma Burcu Gül) Bağdat Caddesi’nde buluştuk.
‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Çukur’, ‘Vatanım Sensin’ gibi bir sürü popüler dizilerde oynadı.
O gün buluştuğumuzda çok umutsuz bir şekilde sohbete şöyle başladı;
“İngiltere’ye yerleşiyorum, artık bu sektörde bize yer yok. Bir iki menajerlik şirketi var onlardan değilsen iş almak imkansız!”
Şaşırmıştım ve kendisi gibi oyuncu olan Şeyma’nın en yakın arkadaşı Burcu Biricik geldi aklıma.’
Onun menajeriyle çalışsan’ dedim.
Cevabı; “Eda bizim sektör çok başka o bile görüyorsun nasıl seviliyor, nasıl başarılı ama o da zorlanıyor artık” demişti.
Şeyma artık 3 yıldır İngiltere’de kendisi gibi oyuncu olan eşi Ali ile birlikte bambaşka hayata başladılar.
Kadın hakkıymış, emekçilermiş geçiniz.
Eleştirdiğin bir şeyin yerine, yeni, yapıcı bir şey koyamıyorsan numara yapıyorsun demektir.
Bu tatsız mevzuyu hemcinsim olan şair Dilek Kartal’ın şu dizeleriyle kapatalım.
Acele edelim! Biri yeter, bir şey yapsın
Karda yalın ayak yürüsün mesela
Buğdayın köküne kibrit çaksın
Burun kıvrılan ne varsa, küçümsenen ne
Çünkü şiir bir yere kadar. Acele edelim.