Bu ancak güçlü bir oyun, güçlü bir oyun karakteri ile mümkün olabilir. Reis başta, Ntcham patronluğundaki arkadaşlarına şapka çıkarmak gerekir her şeyden önce.
Aksi yazık olurdu gerçekten…
Oyun ev sahibinin dikte ettiği gibi giderken, Göztepe’nin skoru uzun süre lehine götürmesi, sahanın içinde yaşananları anlatmıyor bir kere.
Sahadaki gösterişli oyunun sahibi uzak ara Samsunspordu zira. Bir ara tökezlemedi değil. 1-2 sonrası zihinsel bir kırılma yaşadı Reis’in takımı. Ama aynı Reis, yaptığı oyuncu değişiklikleri ile bu badirenin üstesinden gelmeyi bildi.
Alman teknik adam, fizik ve atletizmi yüksek rakibine karşı, özellikle 3. bölgede sürekli yerden oynamalarını istemiş takımının. Savunmada 5’liye dönen rakibine karşı da, oyuncularından topu hep her iki çizgiye taşıyarak sonuç aramasını planlamış.
Emre kısmen becerili olabildi bunda, ama Laura için aynı şeyleri söyleyebilmek mümkün değil. O nedenle planın işleyişinde arızalar vardı. İlk 3 değişikliğin kenar oyuncularından yana olması bunun izahı. Muja ve Kingsley performansları ile yanıltmadılar hocalarını ve skora direkt etki etmeyi bildiler.
Ntcham’ın yarattığı fark ile günün adamı olduğunu düşünüyorum. Sadece attığı goller nedeniyle değil, daha çok orkestra şefi gibi takımını yönettiği için.
Son olarak şu söylenebilir:
Akıl oyunlarının iki üstadından; Reis’in fendi, Stoilov’u yendi!
Üstelik, ama’sız ve fakat’sız…