‘Oyun ezberi’ ve ‘Kadro iistikrarı’ denilen tabirler varken, bir maç öncesinden 5 oyuncu değişiminin izahı kabul edilebilir değil. Hem de bir deplasman oyununda Galatasaray’a karşı hiçte fena olmayan bir görüntü vermişken…
Nerede ise kadronun yüzde 50’si niye değiştirilir. Birlikte oynama alışkanlığı, gelişimin motorudur. Kadroda bu denli rotasyon yapmak yerine modifiyeler daha akılcı ve gerçekçi kaçmaz mıydı? Hüseyin Hoca’yı bu fantastik yaklaşıma iten neden, sahadaki hayal kırıklığının nedenidir. Bu altı çizilmesi gereken teknik adam hatasıdır.
Dahası, sağ tarafa, yabancı kontenjanından Nanu ve Kingsley’i transfer etti yönetenler. Buna rağmen sahada halen Zeki varsa eğer, orada oturup düşünmek, hatta kaygılanmak gerekir. Aynısı maalesef Osman için de geçerli. Profesyonel anlayışlarına, aidiyet duygularına, iş ahlaklarına son derece saygı duyduğum isimler olsalar da… Burada transfer stratejisinin hatalarından söz edilebilir rahatlıkla. Bir veridir bu! Bir transfer karnesi. Bu da iki.
İlginçtir, Antalya’da Fofana’nın ayaklarına bakan bir takım vardı sahada. Fofana kadardık yani, geçmişte olduğu gibi. Bu da kötü. Bu da üzücü ve düşündürücü. Patinaj yapmak gibi bişey. Başka şeyler konuşmak gerekirken, kuyruğunu yakalamak için kendi etrafında koşturan aptal kediden bir farkı olması gerekirdi sürecin.
Yazmadan geçmeyeyim: Emre Kılıç sol ayaklı olmasına rağmen, akan bir oyuncu değil. Daha çok sağ ön çizgide bir oyun kurucu orta saha. Penetre becerisi ile de kaleyi etkin ayağı ile de görebilir bu şekilde. Futbolda amaç oyuncunun maksimum potansiyelini açığa çıkarmaksa eğer, Emre’yi kullandığı pozisyonu yeniden gözden geçirmelidir hoca.