Sağlık

Huzursuz Bağırsak Sendromu: Karın Ağrısının Gizli Sebebi!

Huzursuz bağırsak sendromu, toplumun %10-15’ini etkileyen yaygın bir hastalık. Karın ağrısı ve bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliklere dikkat edin!

Huzursuz bağırsak sendromu (HBS), toplumda yaygın görülen, özellikle karın ağrısı ve bağırsak alışkanlıklarında değişikliklerle kendini gösteren bir bağırsak hastalığıdır. Medipol Bahçelievler Hastanesi’nden Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Sarıkaya, bu hastalığın kadınlarda ve gençlerde daha sık görüldüğünü belirterek, doğru tanı ve bireyselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırdığını ifade etti.

Huzursuz Bağırsak Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Sarıkaya, huzursuz bağırsak sendromunun en önemli belirtisinin tekrarlayan karın ağrısı olduğunu vurguladı. Bu ağrıya genellikle bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, kabızlık, ishal veya her iki durumun birbirini takip etmesi eşlik eder. Karın ağrısının son 6 ay içinde başlamış, son 3 aydır devam ediyor ve haftada en az bir kez yaşanıyor olması tanı koymada kritik bir rol oynar.

HBS Nasıl Teşhis Edilir?

Huzursuz bağırsak sendromu, çölyak ve inflamatuvar bağırsak hastalıkları gibi rahatsızlıklarla karıştırılabilir. Prof. Dr. Sarıkaya, hastalığın teşhisi için ayrıntılı bir öykü almanın, fizik muayenenin ve laboratuvar testlerinin önemine değinerek, HBS’nin bir dışlama tanısı olduğunu belirtti.

Tedavi Sürecinde Nelere Dikkat Edilmeli?

Tedavinin hastadan hastaya değiştiğini belirten Prof. Dr. Sarıkaya, tedavide kullanılan yöntemleri şu şekilde özetledi:

  • Kabızlık için: Çözünür lif desteği, bağırsak yumuşatıcı ilaçlar.
  • Karın ağrısı için: Spazm giderici ilaçlar.
  • İshal için: Bağırsaktan emilmeyen antibiyotikler ve bağırsak hareketlerini yavaşlatan ilaçlar.

Hastalığın stresle yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Sarıkaya, düzenli uyku, fiziksel egzersiz ve stresten uzak bir yaşam tarzının önemine dikkat çekti.

Doğru Beslenme Alışkanlıkları Önemli

Fonksiyonel bağırsak hastalıklarında beslenmenin büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Sarıkaya, düşük FODMAP diyetini önerdi. Gluten, laktoz, alkol, kafein ve gaz yapan gıdalardan uzak durulmasını tavsiye etti.

Hastalığın kronik bir durum olduğunu belirten Sarıkaya, semptomların zaman zaman tekrarlayabileceğini ve bu nedenle hastaların doktorlarıyla sürekli iletişimde olmaları gerektiğini söyledi.