Türkiye'nin kalkınma sürecinde şehirlerin ekonomik, sanayi ve turizm potansiyelleri büyük önem taşıyor.
Bu bağlamda Samsun için hazırlanan ve dün valilik tarafından paylaşılan 10 yıllık gelişim senaryosu ve 2025 yılı proje geliştirme çalışmaları, şehrin bölgesel büyümede lokomotif bir rol üstlenmesini hedefliyor.
Ancak burada kritik bir soru karşımıza çıkıyor: Bu planlar sadece kağıt üzerinde mi kalacak, yoksa Samsun’un kaderini gerçekten değiştirebilecek mi?
Samsun’un Güçlü Yönleri ve Hedefler
Samsun, lojistik altyapısı, sanayi üretim potansiyeli ve doğal kaynaklarıyla Karadeniz Bölgesi’nin en kritik şehirlerinden biri.
Şehir için belirlenen üç ana kalkınma alanı oldukça stratejik görünüyor:
Orta-Yüksek Teknoloji Sanayi: Samsun’un medikal sanayi, otomotiv ve savunma sanayiinde gelişmesi planlanıyor. Türkiye’nin 5 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması için bölgesel üretim merkezleri yaratılması önemli bir adım. Ancak burada KOBİ’lerin desteklenmesi, üniversite-sanayi iş birliklerinin artırılması ve nitelikli iş gücü yetiştirilmesi kritik faktörler. Bu destekler verilmezse, sanayi projeleri kağıt üzerinde kalabilir.
Mavi Ekonomi ve Deniz Turizmi: Samsun’un Türk Somonu üretiminde bölgesel merkez olması hedefleniyor. Ayrıca su ürünleri ihracatının 1 milyar dolara ulaşması ve deniz turizmi için kruvaziyer altyapısının geliştirilmesi planlanıyor. Ancak Karadeniz’de deniz kirliliği, altyapı eksiklikleri ve ulaşım problemleri çözülmeden bu hedeflere ulaşmak zor olabilir.
Lojistik ve Ticaret: Samsun, Karadeniz’in lojistik merkezi olma yolunda. Limanlarda otomasyon sistemleri artırılacak, lojistik destek noktaları kurulacak ve ticaret hacmi genişletilecek. Samsun’un Kuzey-Güney ve Doğu-Batı ticaret yollarında kritik bir noktaya gelmesi için ulaşım altyapısının geliştirilmesi şart.
Gerçekçi Bir Strateji Mi, Yoksa Yeni Bir Vaatler Listesi Mi?
Türkiye’de kalkınma planları ne yazık ki bazen sadece raporlar ve sunumlarla sınırlı kalıyor. Samsun’un 10 yıllık kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi için bu projelerin gerçekten sahaya yansıması ve sürdürülebilir hale gelmesi gerekiyor.
· Sanayi alanında yapılan yatırımlar gerçekten yerel girişimcilere ve KOBİ’lere dokunacak mı?
· Deniz turizmi için gerekli ulaşım ve altyapı projeleri tamamlanabilecek mi?
· Lojistik destek noktaları ve ticaret hacmi, bölgesel ve uluslararası iş birlikleriyle güçlendirilebilecek mi?
Bu soruların yanıtı, Samsun’un gerçekten bir cazibe merkezi olup olmayacağını belirleyecek.
Samsun, stratejik konumu ve ekonomik potansiyeliyle büyük fırsatlara sahip. Ancak bu planlar yalnızca birer yatırım programı değil, aynı zamanda uygulama başarısı gerektiren somut projelere dönüşmeli.
Yetkililerden gelen açıklamalar umut verici olsa da, asıl mesele bu projelerin uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği olacak. Samsun’un kaderi, sadece planlara değil, bu projelerin gerçekten hayata geçirilip geçirilemeyeceğine bağlı.
Bu bağlamda Mehmet Muş başta olmak üzere Samsun milletvekillerinin çabası ve Vali Orhan Tavlı’nın konuya büyük bir heyecan duyması önemli.
Önümüzdeki yıllarda Samsun için belirlenen bu büyük hedeflerin ne kadarının gerçeğe dönüştüğünü de hep birlikte göreceğiz.