İnme ile Mücadele Okulu, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Engin Çakar öncülüğünde gerçekleştirildi. Uzmanlar, her 40 saniyede bir kişinin inme geçirdiğini, her 3 dakikada bir kişinin ise hayatını kaybettiğini belirterek farkındalığın artırılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
Her 4 Kişiden Biri İnme Riski Taşıyor
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde her yıl 12-15 milyon kişi inme geçiriyor. Türkiye’de ise bu rakam 125-150 bin arasında değişiyor. Her 4 kişiden biri hayatının bir döneminde inme riskiyle karşı karşıya kalıyor.
İnme vakalarının %62’si 70 yaş altındaki bireylerde görülürken, %22’si 16-45 yaş aralığındaki genç ve erişkinlerden oluşuyor. Dengesiz beslenme, hareketsiz yaşam ve stres gibi faktörler, inme riskini artıran başlıca nedenler arasında yer alıyor.
İnme Nedir ve Nasıl Önlenebilir?
Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar, inmenin beyin damar tıkanıklığı veya beyin kanaması sonucu oluştuğunu belirterek şunları söyledi:
"İnme, halk arasında 'felç' ya da 'beyin krizi' olarak bilinir. Ancak vakaların %80’i sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla önlenebilir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve tansiyon kontrolü büyük önem taşır."
İnmenin İlk Belirtileri Nelerdir?
İnme belirtileri, beyinde etkilenen bölgeye göre değişiklik gösterir. En yaygın belirtiler:
- Yüzde ani düşme, ağız kayması
- Konuşma bozukluğu, kelimeleri düzgün telaffuz edememe
- Kol veya bacakta ani güçsüzlük veya hissizlik
- Şuur bulanıklığı ve baş dönmesi
Bu belirtilerden biri bile fark edilirse acil tıbbi yardım alınmalıdır.
Geçici İskemik Atak: Büyük İnmenin Habercisi
Prof. Dr. Çakar, inmenin en hafif formu olan geçici iskemik atak (GİA) konusunda uyarıda bulundu:
"Bazı hastalar birkaç saat süren geçici bilinç bulanıklığı, kol güçsüzlüğü veya konuşmada bozulma hissedebilir. Ancak bu belirtiler göz ardı edilirse, bir yıl içinde büyük bir inme geçirme riski %100'e yakındır."
Bu nedenle geçici bile olsa nörolojik belirtiler yaşayan bireylerin mutlaka doktora başvurması gerekiyor.
İnme Sonrası Erken Müdahale Hayati Önem Taşıyor
Uzmanlar, inme sonrası rehabilitasyon sürecinin kritik olduğunu belirtiyor. Beyin, ‘kullan ya da kaybet’ prensibiyle çalıştığı için hareket kısıtlılığı yaşayan hastalar hızla fizik tedaviye alınmalı.
Prof. Dr. Çakar, şu sözlerle erken müdahalenin önemine dikkat çekti:
"İnme geçiren hastalar, hemen rehabilitasyon sürecine başlamazsa, vücut eski fonksiyonlarını kaybetmeye başlar. Bu yüzden hastaların fizik tedavi ve nörorehabilitasyon programlarına katılması şarttır."
İnme Tedavisi Bir Ekip Çalışmasıdır
İnme sonrası rehabilitasyonda fizyoterapistler, ergoterapistler, konuşma terapistleri ve solunum terapistleri gibi uzmanlardan oluşan bir ekibin desteği büyük önem taşır.
Robotik tedavi ve ileri teknoloji cihazların kullanımı, hastaların eski işlevlerini geri kazanmasını hızlandıran yöntemler arasında yer alıyor.
İnme Hastalarının Gerçek Hayat Hikâyeleri
İnme ile mücadele eden hastalar, yaşadıkları deneyimleri etkinlikte paylaştı. Mücella Feke, eşinin ani beyin kanaması geçirdiğini ve uzun bir süreçten geçtiğini belirterek şunları söyledi:
"Eşim 20 gün yoğun bakımda kaldı. İlk başta sadece 2 metre yürüyebiliyordu, konuşmaları anlaşılmıyordu. Şimdi işine dönebildi, toplantılara katılıyor. Doğru tedavi süreci sayesinde eski hayatımıza dönmeye başladık."
Eşi Zafer Feke ise tedavinin başarıyla ilerlediğini belirtti:
"İlk günlerde çok zorlandım ama ekipler ellerinden geleni yaptı. Günlük hayatıma eksilme olmadan devam ediyorum."
İnme Farkındalığı Artmalı!
Uzmanlar, erken tanı ve doğru tedavi ile inme vakalarının büyük ölçüde önlenebileceğini belirtiyor. Ancak toplumda farkındalığın artması ve risk faktörlerinin kontrol altına alınması gerektiği vurgulanıyor.
Her 40 saniyede bir kişi inme geçirirken, her 3 dakikada bir kişi hayatını kaybediyor. Oysa inme riski %80 oranında azaltılabilir. Sağlıklı bir yaşam için erken teşhis, düzenli kontrol ve bilinçli yaşam tarzı değişiklikleri büyük önem taşıyor.