Pik saatlerde İstanbul’a rahmet okutacak trafik karmaşası yaşanıyor. Trafiğin yüklediği stres, zaman maliyeti ve yaşanan ekonomik kayıp da cabası.
Karadeniz Bölgesi haritasını gözünüzün önüne getirin.
Samsun, doğusu, batısı ve güneyinde bulunan 10 ilden sürekli ama sürekli göç alıyor. Nüfus her geçen gün artıyor. Kent kontrolsüz büyüyor.
Peki bu noktada kritik soru devreye giriyor: Kent altyapısı bu büyümeyi taşıyor mu?
Tabii ki hayır.
***
Büyümenin ağır sonuçlarının yaşandığı alanlardan biri ulaşım. Gelin birlikte ulaşıma odaklanalım.
Samsun’un ulaşım altyapısı araç yükünü kaldırmıyor. Yollar yeterli gelmiyor. Yanı sıra otopark sorunu had safhada.
Pik saatlerde İstanbul’a rahmet okutacak trafik karmaşası yaşanıyor.
Trafiğin yüklediği stres, trafikte geçirilen zamanın maliyeti ve yaşanan ekonomik kayıp da cabası.
Samsun trafiği bugün bu durumda ise 2030’lu yılları düşünemiyorum. Ben düşünemiyorum ama kenti yöneten irade düşünmeli.
Doğu, batı çevre yolu projeleri yapıldığında kent içi trafiğine olumlu yansımaları olacaktır. Ancak yetmeyecektir.
Yeni yollar yapılmalı, yol kapasitesi artırılmalı, yol güzergahları çeşitlendirilmeli.
Otopark alanları açılmalı, yeni otoparklar yapılmalı, araçların yollardan çekilmesi sağlanmalı.
2022’de Fuar caddesinde uygulanmaya başlanan park etme yasağı güzel sonuç verdi. Trafiğin yükünü çeken ana lokasyonlarda benzer yasaklar hayata geçirilmeli.
Örneğin merkezde 100. Yıl Bulvarı’nda aynı sistem kurulamaz mı? Çarşamba’da, diğer ilçelerde ana arterlerde benzer park yasağı uygulaması yapılamaz mı?
Yapılabilir, çok da güzel olur.
SBB toplu taşımaya takviye yapıyor. Satın alınan tramvaylar Samulaş’a tahsis edildiğinde rahatlama olacaktır. Yine çok sayıda elektrikli otobüsler satın alındı.
Görünen o ki talebi karşılamadığında yeni vagonlar, otobüsler alınacaktır.
Samsun’un ulaşımını yönetenler çok daha fazlasını biliyorlardır. İyi niyetle da daha iyi bir kent ulaşımı için çabalıyorlardır.
Ama vatandaşın mağduriyeti büyüktür, sorun önemlidir, çare de elzemdir.
***
Ulaşıma değinmişken kangren haline gelmiş bir sorunu dile getireyim. Ulaşımda rahatlama için toplu taşıma tercih edilmesi önemlidir. Ama bu tercih için teşvik şarttır.
Eminim SBB kendisi tarafından yönetilen tramvayların, otobüslerin temizliğine azami özeni gösteriyordur.
Ancak merkez ve ilçelerdeki otobüsler, dolmuşlar yeterince denetleniyor mu? Pek zannetmiyorum. Zira yeterince temiz değiller.
Araçlar eskimiş halde. Günümüze uygun değil. Birçoğunun kliması, havalandırması çalışmıyor ya da çalıştırılmıyor.
Pis, bakımsız otobüslere, dolmuşlara kapasitelerinin üzerinde yolcu alınıyor. İnsanlar balık istifi yolculuğa zorlanıyor.
Şoförlerin üslup sorununu da sanırım hatırlatmama gerek yok. Herkes biliyordur.
Bu duruma itirazını dile getiren vatandaşlar azarlanıyor. Şoförlerle vatandaşın fiziksel olarak birbirine temas ettiği olaylar yaşanıyor.
Ayrıca özel sektör tarafından işletilen araçların yenilenmesi düşünülüyor mu?
Eğer düşünülmüyorsa gerçekçi olalım vatandaşı asla toplu taşımaya çekemezsiniz.
Çekemezseniz yolları direksiyon başında tek kişinin olduğu özel araçlarla doldurursunuz. Gelsin trafik kaosu!
Lütfen bu konuyu gündeme alalım, düşünelim, çare için çaba sarfedelim.
Hiçbir şey yapamıyorsak da denetimleri sıklaştıralım.