Bir belediye düşünün; adında "halk" var, fakat işçisinin hakkını ödeyemiyor.

Bir belediye düşünün; eşitlikten bahsederken, kendi çalışanları arasında ayrımcılık yapıyor.

Bir belediye düşünün; çöplerin toplanmadığı, maaşını alamayan emekçilerin işi bıraktığı, buna rağmen hâlâ koltuk sevdasıyla sessizlik hakim…

Evet, bahsettiğimiz yer Samsun’un gözbebeği, Karadeniz’in incisi Atakum.

Ve ne yazık ki bu güzel ilçede, CHP’li belediyede büyük bir emek krizi yaşanıyor.

Yaklaşık 1300 işçinin düzenli maaş alamadığı, 2 ayı aşkın süredir alacaklı olduğu, buna karşılık partililere ve yönetime yakın kişilerin maaşlarının düzenli yatırıldığı iddia ediliyor.
Bu bir iddia değil; bu bir utanç tablosudur.

Üstelik bu işçiler, haklarını dile getirmeye kalktığında “işten çıkarılma” korkusu yaşıyor.

Emeğin en kutsal değer olduğu bir ülkede, emekçiyi susturmak, korkutmak, görmezden gelmek hangi vicdana, hangi sosyal demokrat anlayışa sığar?

CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Özdağ’a,
CHP Samsun Milletvekili Murat Çan’a buradan açık çağrımdır:
Siz halkın temsilcileri değil misiniz?
O halde halkın alın terinin gasp edildiği bu düzene sessiz kalmayın.
Belediyeniz adaletle yönetilmiyor, eşitlik ilkesi ayaklar altına alınıyor.

Her kürsüde “halkın partisiyiz” demek kolay. Ama önemli olan o halkın evine ekmek götüren işçisinin hakkını zamanında ödemektir.

Kendi kapısının önünü süpüremeyen bir belediyenin halka hizmetten söz etmesi, trajikomik bir manzaradan ibarettir.

Sayın Başkan Serhat Türkel’e de bir çift lafım var:
Siz o koltuğu emekçilerin, işçilerin alın teriyle oturuyorsunuz.
O koltuğun sorumluluğu, sadece partinizin değil, Atakum halkının da onurudur.

Sözün özü şu:
Atakum Belediyesi’nde sadece çöpler değil, vicdanlar da bir süredir toplanmıyor.
Artık ya bu ayıba bir son verin…
Ya da “halk” kelimesini tabela siyasetinden çıkarın.