Samsunspor, Alanya deplasmanında yalnızca skorla değil, oyunla da kaybetti. Üstelik bu mağlubiyet, rakiplerinin puan kaybettiği bir haftada geldi.
Eyüp ve Beşiktaş gibi üçüncülük yarışındaki doğrudan rakiplerin takıldığı bir senaryoda alınabilecek tek bir puan bile altın değerindeydi.
Fakat Samsunspor o puanı alabilecek bir oyun ortaya koyamadı. Daha ilk dakikadan itibaren belli oldu: Reis'in sahaya sürdüğü kadro ve diziliş, bu maçı kotaramazdı.
Thomas Reis’in Olivier Ntcham’ı 6 numara pozisyonunda kullanma tercihi bu maçın kırılma noktalarından biriydi. Kariyeri boyunca ofansif yönüyle öne çıkan Ntcham, bu mevkide sınırlı sayıda görev almış daha önce.
Savunma bilgisi eksik, alan kapatma alışkanlığı yetersiz olan bir oyuncudan ön libero yaratmak büyük kumardı. Ve bu kumarın sonucu ağır oldu. Orta saha çabuk geçildi, takım ikinci topları toplayamadı, savunma önünde tampon yapı kurulamadı.
Benhasser ve Celil'in aynı anda sahada olamaması Reis için talihsizlikti elbette. Ama “6 numarasız” çıkmak Samsunspor'u yumuşattı, direncini düşürdü. Takım bir süre sonra ne baskı kurabildi ne de geçiş oyununda etkili olabildi.
Unutmayalım, Samsunspor sezon boyunca fizik kalitesiyle ve ön alan baskısıyla ayakta kaldı. Kadro kalitesi ligin gerisindeydi belki ama sistem kalitesiydi fark yaratan. Rakibi boğarak, geçiş oyununda çabuk çıkarak, takım halinde savaşarak sonuca giden bir Samsunspor izledik sezonun büyük bölümünde. Ancak bu sistem, kümede kalmanın kesinleşmesiyle birlikte dağıldı.
Reis’in kafasında yeni hedef ‘Avrupa’ydı. Fakat ne oyuncular bu hedefe inandı, ne de Reis bu yeni hedefe uygun bir sistem inşa edebildi. Rehavete teslim olunan her hafta, sahadaki kimlik kaybı biraz daha büyüdü.
Devre arası yaşanan teknik heyet-oyuncu gerilimi de bu kırılmanın başlangıcı oldu belki.
Sonuç? 4 maçtır kaybeden, üstelik kötü oynayarak kaybeden bir Samsunspor.
Sezon başında tek hedef ligde kalmaktı ve bu hedef tüm sezona yayılan bir motivasyon kaynağı haline getirildi. Oyunculara da teknik ekibe de sürekli bu hedef empoze edildi. Sonuçta ligde kalma başarıldı, hem de haftalar öncesinden.
Ancak yeni hedef olarak belirlenen Avrupa kupaları için aynı motivasyon, aynı inanç sağlanamadı. Ne oyuncular bu hedefe sarıldı ne de teknik heyet bu vizyona geçiş yapabildi. Sonuç olarak Avrupa, sadece sözde kalan bir hayal oldu.
Sonuçta Samsunspor, bir sistem takımı olarak bu ligin dikkat çeken hikayelerinden biriydi.
Ta ki o sistemden vazgeçilene kadar. Ta ki yeni hedefe geçişte ayaklar geri geri gidene kadar.
Ve şimdi, sezonun son düzlüğünde, elde kalan sadece “ne olabilirdi” sorusu oluyor.