UEFA’nın kulüp organizasyonları Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, Konferans Ligi’nde ‘Son 16 Turu’ tamamlandı.

Tatmin edici -hepsi değil tabii ki- futbolun oynandığı, oyunun durmadığı, tempolu, hakem-futbolcu, futbolcu-futbolcu kavgalarına tanık olmadığımız, güzel stadyum ambiyanslarında ‘futbola’ tanıklık ettik.

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Barcelona, PSG, B. Münih, Inter, B. Dordmund, A. Villa, Real Madrid, Arsenal,  

UEFA Avrupa Ligi’nde Lazio, Olympiakos, E. Frankfurt, A. Bilbao, Tottenham, G. Rangers, Lyon, M. United,

UEFA Konferans Ligi’nde Cercle Brugge, Djurgarden, Lugano, R. Wien, Chelsea, Fiorentina, L. Varşova, R. Betis rakiplerini eledi, son 8 biletini kaptı, çeyrek finale yükseldi. 

Ülke bazlı bakıldığında İngiltere’den 5, İspanya’dan 4, Almanya ve İtalya’dan 3, Fransa’dan 2, Yunanistan, İskoçya, Belçika, Avusturya, Polonya, İsviçre ve İsveç’ten 1 takım yoluna devam etme hakkı elde etti.

İşin özeti şu; üç kupada çeyrek finale yükselen 24 takımın 17’si Avrupa’nın beş büyük ligi kabul edilen Premier League, La Liga, Bundesliga, Serie A, Ligue 1’den. Kalan 7 takım 7 farklı Avrupa ülkesinden.

‘Son 16 Turu’nda elenenlere geçmiş olsun, tur atlayanlara başarı dileyerek uluslararası futboldan ulusal futbola geçiş yapalım.

Süper Lig şampiyonu Galatasaray, önce Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalamadan, ardından Avrupa Ligi’nden elendi.

Süper Lig ikincisi Fenerbahçe, gruplardan çıktı ama düşük profilli Rangers’e elenerek Avrupa Ligi’ne ‘Son 16’da veda etti, çeyrek final kapısından döndü.

Süper Lig üçüncüsü Trabzonspor önce Avrupa Ligi peşi sıra Konferans Ligi elemelerinde gruplara kalamadan erkenden evine döndü.

Süper Lig dördüncüsü Başakşehir üç eleme turunu geçerek Konferans Ligi’nde gruplara kaldı ama aynı performansı gruplarda gösteredi ve elendi.

Kupa şampiyonu Beşiktaş elemelerden gelerek Avrupa Ligi gruplarına kalmasına rağmen gruplardan çıkamayınca, Avrupa yolculuğunu tamamladı.

Türk futbolu hayal kırıklığıyla dolu uluslararası mücadele sezonunu tamamladı.

Futbol ekolojisi içindeki karar vericilerin şu soruya yanıt araması gerek: Nerede yanlış yapıyoruz? 

Futbolumuzun ekonomik çöküntüden kurtulması için önemli bir mecra UEFA organizasyonları. Çünkü ciddi para dağıtılıyor. Orada başarı şart.

Ancak başarıyı yakalayabilmek için kavga etmeden, heyecana kapılmadan sükunetle, sakinlikle, olabildiğince geniş yelpazeden fikir alarak  strateji üretmek şart.

Üretilecek stratejiyi hayata geçirecek organizasyon yapısını kurmak, profesyonelleri göreve getirmek, o profesyonellere çalışma alanı açmak şart.

Ama bütün bunları yapabilmek için zamana, kararlı duruşa, bilgiye ihtiyaç var.

Ama üzücü de olsa şu cümleyi kurmak isterim: Ekosistemi oluşturan aktörlerin bunları yapmak istediğinden çok emin değilim. 

Uzunca bir cümleyle yorumu bitirelim: Rekabetçi futbol atmosferi oluşturmadıkça, adaleti sağlamadıkça, oyunu geliştirmeye kafa yormadıkça, bütçe denkliğine göre hareket etmedikçe, oyuncu üretmek için çabalamadıkça, ligin neredeyse tamamını kaplayan yabancı oyuncu tercihlerinde yaşı ve atletizmi önemsemedikçe bu ve benzeri başarısızlıkları yaşamaya devam edeceğiz.