Gunaydinsamsun.com yazarı Avukat Safa Koçer zina nedeniyle boşanma konusunu kaleme aldı.

Günümüzün ekonomik ve sosyal koşullarında evlenmek oldukça güç hale gelmiştir. Evlenen çiftlerin sayısında belirgin bir azalma gözlemlenirken, boşanma vakalarında ise ciddi bir artış dikkat çekmektedir.

Çiftler büyük zorluklarla evlenmekte ancak evliliğin ilk aşamalarında çeşitli nedenlerle boşanma sürecine girmektedir.

Bu yazıda boşanma sebeplerinden biri olan zina nedeniyle boşanma davasının genel hatlarını ele alacağız.

Zina Nedir?

Zina, evli bir kişinin eşi dışında başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesidir.

Eşlerin başka biriyle öpüşmesi, sarılması veya dokunması gibi durumlar ise Türk Medeni Kanunu'na göre zina olarak kabul edilmemektedir. Bu tür durumlarda, "haysiyetsiz hayat sürme" gerekçesiyle boşanma davası açılabilir (TMK m. 163).

Ancak, eşin başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girdiği durumlar, bazı karinelerden (örneğin aynı otel odasında konaklama veya ortak konutta karşı cinsle geceleme) anlaşılabilir.

Ayrıca, aldatılan eşin bu olaya tepki olarak söylediği hakaret içerikli sözler, zina nedeniyle boşanma davasında aldatılan tarafın kusuru olarak değerlendirilmez. Çünkü bu durum, aldatılan eşin özgür iradesiyle değil, eşinin zina fiiline tepki olarak gerçekleşmektedir.

Zina Sebebiyle Boşanma Davası Şartları

Zina nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için şu dört şartın bir arada bulunması gerekir:

1. Zina fiili, evlilik birliği devam ederken gerçekleşmelidir.

2. Eşlerden biri, üçüncü bir kişiyle cinsel ilişkiye girmelidir.

3. Aldatılan eş, aldatan eşi affetmemiş olmalıdır.

4. Zina vakasının öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde dava açılmış olmalıdır.

Aldatma olayı öğrenildikten itibaren 6 ay içinde dava açılmazsa, aldatılan eşin aldatan eşi affettiği kabul edilir. Bununla birlikte, zina fiili üzerinden 5 yıl geçtikten sonra zina nedeniyle boşanma davası açılamaz.

Ancak, 5 yıllık sürenin dolduğu durumlarda zina fiili, genel boşanma sebeplerine dayalı olarak açılan bir davada delil olarak değerlendirilebilir.

Deliller ve İspat Yolları

Zina olgusu, somut olayın özelliklerine göre çeşitli delillerle ispatlanabilir. Bu deliller arasında şunlar yer alır:

Tanık beyanları

Telefon kayıtları ve mesaj içerikleri (WhatsApp, SMS vb.)

Sosyal medya içerikleri (Instagram, Facebook, Twitter vb.)

Otel veya uçak kayıtları

Güvenlik kamerası görüntüleri

Fotoğraf ve video kayıtları

Savcılık dosyalarındaki ifadeler

Banka kayıtları ve kredi kartı ekstreleri

Yargıtay, zina olgusunun nasıl ispatlanacağına ilişkin çeşitli kararlarında önemli ilkeler belirlemiştir. Bu ilkelere göre:

Eşlerden biri, yalnızken ortak konuta karşı cinsten birini alırsa zina karinesi oluşur.

Eşlerden biri, karşı cinsten biriyle aynı otel odasında kalırsa zina karinesi oluşur.

Evlilik dışı ilişkiden çocuk sahibi olunması, zina olgusunu kesin olarak ispatlar.

Mal Paylaşımı ve Kusur Değerlendirmesi

Zina nedeniyle boşanma kararı verildiğinde, mal paylaşımı eşit olmayabilir. Hakim, zina fiilinin ağırlığına, evliliğin süresine, çocuk olup olmamasına ve diğer faktörlere göre kusurlu eşin mal paylaşımından alacağı miktarı azaltabilir.

Bazı durumlarda, aldatan eş hiçbir şekilde mal paylaşımına dahil edilmez. Ancak, bu durum yalnızca boşanma kararının zina nedenine dayanması halinde geçerlidir.

Zina ve şiddet fiillerinin bir arada bulunduğu boşanma davalarında ise eşlerin kusurları eşit kabul edilir. Bu durumda tarafların karşılıklı tazminat talepleri reddedilir.

Özetleyecek Olursak

Zina nedeniyle boşanma davaları, hukuki ve kişisel açıdan oldukça karmaşık süreçlerdir. Bu nedenle, özellikle alanında uzman bir boşanma avukatı ile çalışmanız, dava sürecinde doğru adımlar atabilmeniz açısından önemlidir.

Zor şartlarda kurulan evliliklerin, nahoş olaylar nedeniyle sona ermemesini temenni eder, sağlıklı ve mutlu bir evlilik hayatı dileriz.